Genel İşletme |
Yazar: Editör - 11.11.2017, Saat:15:41 - Forum: Emlak ve Emlak Yönetimi
- Yorum Yok
|
|
GENEL İŞLETME
Ünite 1: İşletmeler ve Özellikleri
İşletme Kavramı
İşletmeler zaman içerisinde her dönemde yeni beceriler kazanarak değişmiş ve gelişmiş, bu dönüşümle birlikte insanların tüketim ve yaşam şekillerine doğrudan etki ederek onların da değişimine sebep olmuştur. İnsanların hayatları değiştikçe de talep ettikleri ürün ve hizmetler çeşitlenerek artış göstermiştir.
İnsanların satın aldıkları her ürün ve hizmet onların bir sorununu çözecek, ihtiyacını giderecek ya da isteğini tatmin edecektir. Sözü edilen ihtiyaçlar ve istekler sonsuz, bunları karşılamak için işletmelerin kullandığı kaynaklar ya da üretim faktörleri (doğal kaynaklar, emek, sermaye, girişimci) ise sınırlıdır. Bu durum ile ilgili çalışmalar sonucu işletme bilimi ortaya çıkmıştır ve işletme bilimi, kıt kaynaklara sahip işletmelerle sınırsız isteğe sahip tüketicilerin sorunlarını çözmek için uğraş vermektedir. Zira işletmelerin üretim faktörleri ile insan ihtiyaçları arasında sürekli bir ilişki bulunmaktadır. İşletmelerin ürettiği her ürün ve hizmet mutlaka bir ihtiyacı giderir, bir isteği karşılar, bir sorunu çözer. Fayda, mal ve hizmetlerin insanların ihtiyaçlarını giderme özelliğine denir. Bu kavram işletmelerin faaliyetleriyle insanların ihtiyaçlarından doğmuştur. İşletmeler fayda yaratırlar, tüketiciler ise ürün ya da hizmetin kendisine değil, sağladığı faydaya ödeme yaparlar. Dört farklı fayda bulunmaktadır. Bunlar:
1. Şekil değişikliği ile fayda: Hammadde ve girdiler sonucu faydalı bir ürün ya da hizmet üretilmesi
2. Zaman faydası: Depolanan ürünlerin üretilmedikleri zaman piyasaya çıkarılması
3. Yer faydası: Üretimin olmadığı yerde daha önceden üretilmiş bir ürünün piyasaya sunulması
4. Mülkiyet faydası: Üretilen ürünlerin sahipliğinin değişmesi
İnsanların davranışlarının temelinde ihtiyaçlar bulunmaktadır. İhtiyaçlar işletmeler için iki açıdan önemlidir. İlki; işletmelerin tüketicilerin ihtiyaç duydukları ürün ve hizmetleri üretmeleridir. İhtiyaçların işletmeleri ilgilendiren ikinci yanı ise, insan kaynaklarının en verimli şekilde çalışmaları ve ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Genel olarak insanın fizyolojik ve psikolojik yapısına uygun olarak ortaya çıkan ihtiyaçlar, karşılandıklarında zevk ve haz, karşılanmadığında acı ve sıkıntı yarattıkları için işletmeler farklı araştırmalara konu olan ihtiyaç kavramı üzerinde önemle durmuşlardır.
Değişik çalışmalar içerisinde en bilinen ve en yaygın olarak kullanılanı Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nde yer alan sınıflandırmadır. Bu sınıflandırma bir piramit şeklindedir ve bir üstteki ihtiyaca geçilmeden önce bir alttaki ihtiyaç giderilmek zorundadır. En alttan başlayarak en üste kadar olan sıralama şu şekildedir:
· Fizyolojik ihtiyaçlar: yemek, içmek, uyumak, vs.
· Güvenlik ihtiyacı: mal ve can güvenliği, bağımsız ve özgür yaşam, vs.
· Ait olma ve sevgi ihtiyacı: aile, arkadaşlar, dostluk grupları tarafından sevilme, kabul görme, vs.
· Saygı ihtiyacı: takdir edilme, itibar, vs.
· Kendini gerçekleştirme ihtiyacı: farklılık, yaratıcılık, vs.
İnsan ihtiyaçlarının bir sınırı yoktur. İşletmeler ne kadar çok ve değişik ürün üretirse üretsin tüm ihtiyaçların karşılandığına dair bir geri bildirim sağlamayacaklardır. İnsanlar her zaman daha iyisini, daha yenisini isteyecekler ve işletmeler de bu talebi karşılamaya çalışacaklardır. En iyi ve en yeni ürünlerin talep edilmesi işletmeleri yaratıcılığa, yeniliğe ve inovasyona yönlendirecektir. İnovasyon, piyasaya çıkabilen ticari hale gelen yeniliğe denir.
Üretim faktörleri, insan ihtiyaçlarını gidermek, sorunlarını çözmek için piyasaya sunulacak ürün ve hizmetlerin üretiminde kullanılan miktar ve çeşit yönünden sınırlı olan girdi ya da kaynaklardır. Dört temel çeşidi vardır:
· Doğal kaynaklar; üretim faktörü kapsamında hiç işlenmeden doğrudan tüketilen ürünler yanında, işlemden geçen ya da herhangi bir ürünün üretimi için kaynak olarak kullanılan girdiler de vardır.
· Emek; işletmede çalışan tüm insanlardır. İşletme hem insanlar için vardır hem de üretimde insan emeğini girdi olarak kullanır.
· Sermaye; bir işletmenin sahip olduğu, ekonomik değeri olan maddi (üretim araçları) ve maddi olmayan (patent, lisans, marka) varlıklardır.
· Girişimcilik; kendisi dışındaki üretim faktörlerini doğal kaynaklar, emek ve sermayeyi bir araya getirerek mal ve hizmet üretmektir.
İşletmenin Tanımı olarak, üretim faktörlerini ne şekilde katma değere dönüştürüleceğinin planlandığı bir modeldir. “İhtiyaçları giderebilecek fayda üretebiliyor muyuz?, Bu faydayı üretecek kaynak var mı?, Fayda üretirken hangi süreçlerden geçiyoruz?, Sonuçta kar elde edebiliyor muyuz?” sorularına cevap verebilen bir model, sağlam bir iş modelini oluşturur.
İşletmelerin Amaçları ve İşlevleri
İşletmeler çeşitli nedenlerden (yönetim yapısı, kuruluş nedeni, ekonomik koşullar, çağdaşlık tercihi) dolayı değişik amaçlar edinebilirler. İşletmelerin amaçları onların
İŞL107U-GENEL İŞLETME
Ünite 1: İşletmeler ve Özellikleri
Çağdaş anlamdaki işletmelerin amaçları 4’e ayrılır:
1. Kar: İşletmenin dönemsel olarak sonucunu ölçmek, işletmeyi denetlemek, çalışanları motive etmek ve büyüyerek yaşamını devam ettirmekte kullanılan bir araçtır.
2. Ekonomik sürdürülebilirlik: İşletmeler için tüm paydaşların hakları korunarak, çıkarları dengelenerek, uzun dönemde kârlarının sürekliliği, değer artışı, büyüme ve gelişmenin sürekliliğine kavuşmak anlamına gelir.
3. Sosyal sürdürülebilirlik: Amacı, işletmenin içinde ve dışında var olan, işletmeyle ilgili sosyal unsurların ihtiyaçlarının ve sorunlarının giderilmesine yönelik amaçları içermektedir.
4.
İşletme işlevleri (fonksiyonları) demek, işletmenin gruplandırılmış faaliyetleri demektir. İşletmenin birbiriyle ilişkili, yakın ve benzer faaliyetleri gruplandırılır ve çok sayıda faaliyeti az sayıda gruplarda sınıflandırılarak şu şekilde sıralanabilir:
a.Çevresel sürdürülebilirlik: Gelecek nesilleri de düşünerek onlara da yeterli doğal kaynak mirası bırakma düşüncesidir.
b. Sermaye mülkiyeti bakımından işletme türleri: işletmelerin kime ait olduğunu açıklayabilmek için, önce dünya ölçeğinde bakmak gerekmektedir. Bu noktada karşımıza, yerli ve yabancı işletmeler çıkmaktadır. Yerli işletmeler, özel ve kamu işletmeleri olarak ikiye ayrılır. Yabancı işletmeler ise yabancı yatırım, doğrudan ortalık gibi yollarla piyasada faaliyetini sürdürmekte olan işletmelerdir.
c. Dünya ölçeğine göre işletmeler: İşletmeler sahiplik, yönetim, üretim ve satış bakımından bir ülke sınırları içinde ve dışında olmalarına göre ulusal, uluslararası ve çokuluslu olmak üzere üç grupta sınıflandırılırlar.
d. Yasal statü bakımından işletme türleri: uygulanmakta olan ekonomik sistem gereği piyasada üç tür mülkiyete dayalı işletme vardır: Özel işletmeler, Kamu işletmeleri, Yabancı Sermayeli işletmeler.
İşletmelerin Başarısının Temel Göstergeleri
· Pazarlama
· Üretim
· İnsan kaynakları
· Finansman
· Muhasebe
· Halkla ilişkiler
· Araştırma geliştirme (AR-GE)
İşletmelerin Sınıflandırılması
İşletmelerin oluşumunu daha iyi kavrayabilmek için işletmeleri sınıflandırmak gerekir. Sınıflandırma işleminde değişik kriterler göz önünde tutulur. Bu kriterlerden bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür; büyüklük (ölçek), yaptıkları iş, sermayenin mülkiyeti, dünya ölçeği, kâr ve yasal statüdür. Bunları aşağıdaki gibi detaylandırmak mümkündür:
a. Büyüklükleri bakımından işletme türleri: Niceliksel ve niteliksel olarak ikiye ayrılır. Niceliksel ölçüler, işletmede çalışan insan sayısı, kullanılan sermaye miktarı, kapalı alan, teknolojik güç, harcanan enerji, satış gibi sayısal olarak ölçülebilen kriterlerdir. Niteliksel ölçüler ise, işletmelerin yönetim, ilişkiler, sermaye sağlama, pazarlık gücü, hukuki statüsü gibi kriterlerdir.
b. Yaptıkları iş bakımından işletme türleri: İşletmelerin faaliyetlerine göre üç tür işletme bulunmaktadır; ürün üreten işletmeler, hizmet üreten işletmeler ve ticaret işletmeleri.
a. Verimlilik (Prodüktivite)
Verimlilik girdi ile çıktı arasındaki bir ilişkidir. Aynı miktar girdiden ne kadar çok çıktı üretirsek ya da aynı çıktıyı ne kadar az girdiden üretirsek verimliliği yakalamış oluruz. Verimlilik şu formülle ölçülür:
Verimlilik= Çıktı (üretim miktarı)/ Girdi (üretim faktörleri)
b. Karlılık (Rantabilite)
Kâr belirli bir dönemdeki gelirlerle giderler arasındaki olumlu farktır. Kârlılık, işletmenin başarısını gösteren en temel göstergedir. Çünkü kâr işletmenin varlık nedenidir. İşletme kâr edemezse diğer amaçlarını da yerine getiremez. Karlılık formülü:
Karlılık= Kar/ Sermaye
c. Etkililik
Etkililik, amaçlara ne derece ulaşıldığını gösterir. Planlanan sonuçların ne kadarının gerçekleştiğini etkililik formülüyle öğrenebiliriz:
Etkililik=Fiili sonuçlar/Planlanan sonuçlar
d. Yenilikçilik:
İşletmeler hayatlarını devam ettirebilmek için yaratıcılık kapasitesini kullanır ve inovasyon peşinde koşar. Bunu gerçekleştirebilen işletmelere yenilikçi işletmeler denilmektedir. Yenilikçilik şu formülle ölçülebilir:
Yenilikçilik= Son 1,2,3,4,5 yılda piyasaya çıkarılan ürünlerin satışı / Toplam satışlar
|
|
|
Kullanıcı Deneyimi Tasarımı (1-4.Ünite) Ders Notu |
Yazar: Editör - 11.11.2017, Saat:00:53 - Forum: Yönetim Bilişim Sistemleri
- Yorum Yok
|
|
Kullanıcı Tasarımı Deneyimi
1.Ünite
Kullanıcı Deneyimi Kavramı
Ürün yada Hizmetin Kullanıcı ile Bir Arayüz Vasıtasıyla İlişkilendiği Tüm Durumlar İçin Geçerli Olan Kullanıcı Deneyimi; Günümüzde Daha Çok Web Siteleri, Bilgisayar ve Mobil Cihazların Arayüzleri Gibi Elektronik Ortamlar Üzerinden Sunulan Hizmetler ve Ürünler İçin Kullanılmaktadır.
Veya : Kullanıcı Arayüzle Etkileşen Kişidir. Arayüz İki Sistem ya da Varlık Arasında Öngörülen İlişki ya da İletişimi Sağlama Amacıyla Tasarlanmış ve Etkileşimin Gerçekleştiği Noktadır.
Etkileşim İki Ayrı Etkenin, İncelenen Özellik Üzerine Birlikte Yaptıkları Etkidir.
Kullanılabilirlik: Bir Ürünün Potansiyel Kullanıcıları Tarafından Belirli Bir Kullanım Bağlamı İçinde Amaçlanan Kullanım Hedeflerine Ulaşmak İçin, Ne Derece Etkin Verimli ve Tatmin Edici Bir Şekilde Kullanılabildiğidir.
Müşteri Deneyimi: Ürünün Kullanımından Çok Daha Önce Başlayan Bir Süreci Kapsayan Tüketici ve Müşteri Olarak Adlandırılan Kullanıcının Kendisine Sunulan Bir Hizmeti Nasıl Deneyimlediği ile İlgilidir. Marka Deneyimi ise Ürün ya da Hizmet ile Etkileşimin Yanında Firmayla Ürünleriyle ve Hizmetleriyle Etkileşimi de Kapsar ve Bu Deneyimin Rekabet Açısından Nasıl Bir Fayda Sağlayabileceğine Odaklanır.
Deneyim Sözlükte “Bir Kimsenin Belli Bir Sürede veya Hayat Boyu Edindiği Bilgilerin Tamamı” Olarak Tanımlanan Deneyim Sınırlı Zaman Dilimi İçinde İnsanın Üzerinde Olumlu ya da Olumsuz Etki Bırakan Etmenlerin Tamamından Oluşmaktadır. Bu Kapsamda Yapılan Çalışmalarla Deneyimin Şekillendirilebilir Olduğu Görülerek “Deneyimin Tasarlanması” Olarak Tanımlanan Farkındalık Ortaya Çıkmıştır.
Deneyim Türleri Ürünün Bir Özelliği Değildir; Ürün ve Kullanıcı Arasındaki Etkileşimin Bir Çıktısıdır. Ürünlerin/Hizmetlerin İşlevsel ve Hazsal Özellikleri ile Kullanıcıların Geçmiş Deneyimleri Öz İmajları Kişisel Değerleri Eğilimleri Ruh Halleri İnançları Gibi Farklı Özellikleri Farklı Düzeylerde Deneyimler Yaşamalarına Etki Etmekdedir.
Kullanıcıda Yaratılan Dört Farklı Deneyim Türünden Söz Etmek Mümkündür. Bunlar; Estetik, Davranışsal, Yansıtıcı ve Duygusal Deneyimler Olarak Ayrı Başlıklar Altında Toplansada Bu Deneyimlerin Her Biri Birbirleriyle İlişkilidir ve Bu İlişkiler Kullanıcı Deneyimini Oluşturmaktadır.
Estetik Deneyim
Estetik Kavramı Duyularla Oluşan Algılara Dayanmaktadır. Bu Bağlamda Estetik Deneyim Kullanıcıların Bir ya da Daha Fazla Duyusuna Hitap Eden Duyusal Algı ve Kavrama Üzerine Temellenmektedir. Kullanıcıda Yaratılan Estetik Deneyim Sayesinde, “İlk Kritik An” Olan Ürün ya da Hizmetin Fark Edilme Anı İçin Önemli İşlevlerinden Biri Olan “Dikkat Çekme” Sağlanır. Kullanıcıya İhtiyaç Hissetirilmesi Sağlanır.
Kullanıcının Dikkatini Çeken Tasarım “ İkinci Kritik An” Denilen Kullanma Aşamasına Yani Onunla Etkileşime Girmesine Olanak Sağlar. Estetik Deneyim, İnsanların Değerleri, Kişilikleri, Konumları ve Yaşadıkları Zaman Gibi Bir Çok Sosyokültürel Faktörlere Bağlı Bir Şekilde Değişim Göstererek Olgunlaşmtakdır.
NOT Kullanıcının Ürün/Hizmet ile Olan İlişkisinden 4 Kritik An Söz Konusudur; İlk Kritik An Öncesi: İhtiyaç Hissetme İlk Kritik an: Fark Edilme/Dikkat Çekme İkinci Kritik An: Kullanma/Etkileşime Girme İkinci Kritik An Sonrası Kullandıktan Sonra Hissettirdikleri
Davranışsal Deneyim
Davranışsal Deneyim Kullanımla İlgilidir ve Görünümden Çok İlk Kritik Anda Vadedilen İşlevlere Odaklanmaktadır. Davranışsal Deneyimin Kendisinden Beklenen Özellikler; “Fonksiyon (İşlev)”, Kullanıcının Nasıl Kullanacağını Anlayabilmesi “Anlaşılırlık”, Kullanım Esnasında Kullanıcıya Nasıl Bir His Sunduğu “Fiziksel His” ve Görevleri Ne Derece Yerine Getirdiği “Kullanılabilirlik” Şekilde Dört Bileşenden Oluşmaktadır.
Yansıtıcı Deneyim
Kişinin Öz İmajı Yani Kendisi Hakkında Hissettikleri ve Düşündükleri Yer Alır. Kullanıcılar Ürünleri İfade Ettikleri Anlama da Önem Vermektedir. Bir İmgeye Temsile Dönüşen Tüketim Nesneleri, Kullanım Değerinden Çok Simgesel Değerleriyle Ön Plana Çıkabilmektedir.
Duygusal Deneyim
Deneyimin Estetik Boyutu ve Yaşattıkları, En Genel Anlamda Kullanıcıda Hissettireceği Şeylerin Tamamı Duygusal Deneyimi Oluşturmaktadır. Duygusal Deneyim ile Tasarımda Hangi Uyaranların Kullanıcının Hangi Duyguları Önce Çıkarağına Odaklanır.
Kullanıcı Deneyimi
Kullanıcı Deneyimi Ürün Hizmet ya da Sistem ile Bir Noktada Etkileşimi ya da Etkileşim Olasılığını İçerirken Deneyim Böyle Bir Şeye İhtiyaç Duymamaktadır.
Kullanıcı Deneyimi Kavramının Tarihsel Gelişimi
Kullanıcı Deneyimi İfadesi İlk Olarak 1986 Yılında Donald Normal ve Stephen Draper Tarafından Kullanılmıştır.
2000’li Yıllara Kadar Etkileşim Tasarımının Konusu İçinde Yer Alan Kullanıcı Deneyimi Kavramı Ürün Tasarımında ve Ürün Geliştirmede Yaygın Bir Şekilde Kullanılmıştır.
Kavrama Yönelik En Kapsayıcı Tanım ise 2010 Yılında ISO Tarafından “Kullanıcının Bir Ürün, Hizmet, Çevre ya da Tesis ile Etkileşimde Olduğu Zamana Ait Deneyimin Tüm Yönleri” Şeklinde Yapılmıştır.
İnsan Bilgisayar Etkileşimi Etkileşimli Teknolojilerin Tasarımı Değerlendirilmesi ve Uygulaması ile İlgilenen Disiplinler Arası Bir Çalışma Alanıdır.
Kullanılabilirlik
Kullanılabilirlik “Bir Ürünün Potansiyel Kullanıcıları Tarafından, Belirli Bir Kullanım Bağlamı İçinde, Amaçlanan Kullanım Hedeflerine Ulaşmak İçin, Etkin, Verimli ve Tatmin Edici Bir Şekilde Kullanılabilme Derecesi” Olarak Tanımlanmaktadır.
Kullanıcı Deneyimi Tasarımı
Kullanıcı Arayüzü Tasarımı Somut Olarak Ortaya Bir Arayüz Tasarımı Koyarken, Kullanıcı Deneyimi Tasarımı Sorun ya da İhtiyaçla İlgili Olarak Bizleri Çözüme Götüren Soyut Yaklaşımları Ortaya Koyan Bir Tasarım Sunmaktadır.
Not : Kullanıcı Arayüzü Tasarımı Belirli Bir Sistem, Hizmet ya da Ürün İçin Kullanıların Beklenen Algılarını ve Deneyimlerini Gerçekleştirebilecekleri Arayüzün Tasarlanmasıdır.
Kullanıcı Deneyimi Tasarımı 3 Bileşen Etrafında Sosyal,Kültürel ve Ekonomik Koşullar Gibi Bağlamsal Faktörlere Yönelik Olarak Şekillenmektedir.
Kullanıcı Merkezli Görüşler
Kullanıcı Merkezli Görüşler İnsanların İhtiyaçlarını Tanımlamaya Yönelik Olarak İhtiyaçların Tasarım Tarafından Karşılanmasını Deneyimin Gerçekleşmesi Adına Yeterli Görülmektedir. Kullanıcı Merkezli Bu Görüşte İnsanların Ne Düşündüğü – İnsanların Ne Yaptığı – İnsanların Ne Kullandığı İle İlgilenen Deneyim Merkezli Tasarımlar Gerçekleştirilmektedir.
İnsanların Ürün ya da Hizmetlerden Edinebilecekleri Keyif Jordan (2002) Tarafından Fizyo, Sosyal,Psiko ve İdeo Keyif Şeklinde Değerlendirmektedir. Fizyo Keyif Çoğunlukla Görsel Özellikler Aracılığı ile Kullanıcıya Keyif Yaşatan Unsurlar Ele Alınmaktadır. Ses Dokunma ve Koklama v.b
Kullanıcıların Diğerleriyle Etkileşime Girmesi Sonucu Ortaya Çıkan Keyifler Sosyal Keyifdir.
Zihinle İlgili Olan Psiko Keyif ise Daha Çok Kullanıcıların, Karşılaştıkları Zorluklarla Baş Etmeye Çalışması, Öğrenmesi ve Problem Çözmesi Gibi Durumların Ödüllendirilmesi Şeklinde Değerlendirilir.
İdeo Keyif Kullanıcı İçin Önemli Olan Değerleri Yansıtan Ürünlerin Bu Değerlerle Kişiye Sunduğu Keyifleri Kapsamaktadır.
Ürün Merkezli Görüşler
Ürün Merkezli Görüşte Kullanıcı ile Ürün Arasındaki Etkileşim Tarafından Oluşturulmuş Bütün Duyuların Tatmin Edilme Derecesi (Estetik Deneyim) Ürüne Yüklenilen Anlamları (Anlamsal Deneyim) ve Açığa Çıkan Duyguları (Duygusal Deneyim) Kapsamaktadır.
“Deneyim Kalitesi: Etkileşim Tasarımı için Değerlendirme Ölçütleri” Aldı Makalede
Öğrenilebilir ve Kullanılabilir Olma – İhtiyaç Duyulma – Değişebilir Olma – Etkili Tasarım Süreci – Uygunluk –
Estetik Deneyim ve Kontrol Edilebilirlik Şekilde 8 Başlıkdan Oluşmaktadır.
Ürün Merkezli Görüş Kullanıcıların Deneyimlerini Şekillendirmede Duygusal Düzeyde İçgüdüsel, Davranışsal ve Yansıtıcı Tasarımlarla Etkilemeye Çalışmaktadır. İçgüdüsel Tasarım Kullanıcının Önüne Konulan Tasarıma Karşı Vereceği İlk Duygusal Tepkilerin Gözlemlenmesiyle İlgilenmektedir. Davranışsal Tasarımda ise Görünümden Daha Çok Kullanıcıların Ürünü Nasıl Kullanacaklarını Anlamaya Odaklanmaktadır. Bu Aşamada Önmeli Olan İyi Bir Davranışsal Tasarımın Gerektirdiği İşlev, Anlaşılabilirlik, Kullanılabilirlik ve Fiziksel His Koşulunun Yerine Getirilmiş Olmasıdır. Yansıtıcı Tasarımda Görünüm ve Davranışın Ötesinde Kişinin Ürün ile İlgili İzlenimi Belirleyici Olmaktadır. Görme İşitme Tat Alma Dokunma .vb Gibi
Etkileşim Merkezli Görüşler
Etkileşim Merkezli Yaklaşım, Kullanıcı Deneyimini Geçmişte Olanla Gelecekte Olması Beklenenler Arasında Zaman ve Bağlam Faktörlerine Göre Değerlendirmektedir. Bağlam ile İnsanları, Mekanı, Etkileşimde Olan Kullanıcıyı Çevreleyen Her Şey Kastedilmektedir. Kullanıcı ve Ürün Merkezli Görüşler Kullanıcının Deneyimleme Sürecine Odaklanmamaktadır.
Kullanıcı Deneyimi Tasarımı Birçok Farklı Disiplinden Beslenmektedir.
Bilgi Mimarisi Bilginin Bulunabilirlik Seviyesini Arttırmak İçin Bilgiyi Organize Etmek ve Etiketlemektir.
İletişim Tasarımı İletişim Problemlerine Yönelik Olarak Görsel Bir İletinin Tasarlanmasıdır.
Etkileşim Tasarımı Kullanıcılarına Cevap Veren Sistemlerin Davranışlarının Tasarlanmasıdır.
En Önemlileri Bunlardı.
Bilgisayar Bilimi Endüstriyel Tasarım İnsan Faktörleri ve Ergonomi Pazarlama ve Mimarlık Gibi Diger Alanlardır. Bunun Dışında İnsana Bakan Yönü ile Felsefe Psikoloji Sosyoloji Bilişsel Bilim Gibi Alanlarda Bu Alana Katkı Sağlamaktadır.
Kullanıcı Deneyimi Tasarımı
2.Ünite
Kullanıcı Deneyimi Tasarımı; Sırasıyla Strateji Geliştirme, Kapsamı Belirleme, Yapıyı Oluşturma ve Görselleştirme Olmak Üzere Soyuttan Somuta Doğru İlerleyen Beş Ardışık Aşamadan Oluşur. Strateji Geliştirme Aşaması “Neden” Sorusuna, Kapsamı Belirleme Aşaması “Ne” Sorusuna, Diğer Aşamalar ise “Nasıl” Sorusuna Yanıt Aramaktadır.
Strateji Geliştirme
Strateji Kavramında, Ürün veya Hizmet Hedefleri ve Kullanıcı İhtiyaçları Analiz Edilmektedir.
1- Bu Ürün veya Hizmet İle Ne Elde Edeceğiz?
2- Kullanıcılarımız Bu Ürünü veya Hizmeti Kullandıklarında Ne Elde Edecek?
Not: Ürünün Amaçları Ortaya Konur
Strateji Geliştirmenin Aşamaları, Ürün veya Hizmetin Ulaşmak İstediği Hedefleri Ortaya Koymak ve Kullanıcı Analizi Adımlarından Oluşur.
Kullanıcı İhtiyaçları
Kullanıcı Analizini Kolaylaştırmak İçin, Kullanıcılar Yönetilebilir Olacak Şekilde Küçük Gruplar Bölünebilir. Kullanıcı Bölümleme, Kullanıcıların İhtiyaçlarını Anlamamızı Kolaylaştırır. Örneğin Hedef Kitle Bölümlemesi Demografik Bilgilere Göre Yapılabilir. Kullanıcı Özelliklerine Bakmanın Tek Yolu Demografik Bilgiler Değildir. Psikografik Bilgiler de Kullanılabilir.
Not : Kullanıcı Bölümleme; Yaş Cinsiyet İlgi Alanları Teknoloji Kullanım Alışkanlıklar Harcama Alışkanlıkları ve Benzeri Ölçüleri Ayırmada Kullanılır.
Demografik Bilgi; İnsan Gruplarının Yapısal Özellikleriyle İlgili Bilgilerdir. En Sık Kullanılan Demografik Ögeler Cinsiyet Yaş İş Durumu Yerleşim Yeri.
Psikografik Bilgi; Kullanıcların Dünyaya Bakış Açıları, Herhangi Bir Olay Durum veya Olguya Dair Tutum ve Algılarından Oluşur.
Ekipteki Roller ve Süreç
Strateji Belirleme Aşamasına Kullanıcı Deneyimi Tasarım Sürecindeki Herkesi Dahil Etmek Gerekir. Paydaşlar, Müşteriler, Kullanıcılar, Tasarımcılar, Programcılar, Proje Yürütücüleri Bu Süreçte Yer Almalıdır.
KAPSAMI BELİRLEME
İşlevsel Özellikler ve İçerik Gereksinimlerinin Tanımlanmasının İki Amacı Bulunmaktadır. İlki, Ürün veya Hizmet Olarak Ne İnşa Edileceğini Bilmektir. Ürün veya Hizmetin Özelliklerini Net Olarak Belirler ve İfade Ederseniz Ekibinizdeki Herkes Büyük Resim Hakkında Bilgi Sahibi Olacak
İşlevsel Özellikler ve İçerik Gereksinimlerinin Tanımlanmasının İkinci Amacı ise Ne İnşa Edilmeyeceğini Bilmektir. Stratejik Hedeflerle Uyumlu Olmayan İşlev ve Özellikler Beraberinde Gereksiz İş Yükü ve Maliyeti Getirir.
İşlevsel Özellikler
Geliştirilecek Yazılımın Uygulamasının İşlevsel Özellikleri Hedef Kitle İhtiyaçlarına Göre Belirlenir. Kullanıcı İhtiyaçlarını Belirlerken Bazen Sadece Kullanıcıya Basitçe Neye İhtiyacı Olduğunu Sormak Yeterli Olurken Bazen de Söz Konusu İhtiyaçları Belirlemek İçin Daha Derinlemesine Analiz Yapmak ve Diğer Paydaşlarla da Görüşmek Gerekir. Kullanıcı İhtiyaç Analizini Nasıl Yaparsanız Yapın, Temel Olarak Karşınızda Üç Durum Çıkacaktır. İlki Herkesin Dile Getirdiği, Talep Ettiği,Hissettiği İhtiyaçlardır. İkincisi, Yaygın Olarak Hissedilmeyen ve Belirli Bir Grup Tarafından Dile Getirilen İhtiyaçlardır. Üçüncüsü ise İnsanların Farkında Olmadıkları İhtiyaçlardır.
İşlevsel Özellikler Belirlendikten Sonra Bunlar Bir Araya Getirilerek İşlevsel Özellikler Dokümanı Oluşturulmalıdır. Dikkat Edilmesi Gereken Üç Ana Kural Vardır.
1. Olumlu Dil Olmak Sistemin Yapmaması Gereken Bir Şeyi Tanımlamak Yerine Yapılmaması Gereken Şeyi Önlemek İçin Ne Yapılması Gerektiği Tanımlamak.
2. Kesin İfadeler Kullanmak Arzu Edilen İşlevlerin Oluşturulabilmesi İçin Yoruma Yer Bırakmayacak Kesin İfadelerin Kullanılması Gerekir.
3. Öznel İfadeler Kullanmaktan Kaçınmak Öznel, Diğer Bir Değişle Anlamı Kişiden Kişiye Değişen, İfadeler Kullanmamak
İçerik Gereksinimleri
İçerik Sunulacak Ürün veya Hizmetin İçinde Yer Alan Her Türlü Fotoğraf, Ses, Video, Görsel ve Metni Kapsamaktadır.
YAPIYA OLUŞTURMA
Yapıya Oluşturma Süreci, Etkileşim Tasarımı ve Bilgi Mimarisi Olmak Üzere İki Başlık Aşamadan Oluşmaktadır. Etkileşim Tasarımı, Kullanıcıların Sunulan İşlevler ve Sitenin Fonksiyonelliği ile Nasıl Etkileşime Geçileceğini Belirlemektedir.
Bilgi Mimarisi ise İnternet Sitesinde Sunulacak İçeriklerin Hangi Yapıda Oluşturulacağına Karar Vermektedir. İçeriklerin Organizasyonu, Gruplanması, Sıralanması ve Sunumu Bu Katmanda Belirlenmektedir.
ETKİLEŞİM TASARIMI
Etkileşim Tasarımı, Kullanıcıların Olası Davranışları ve Sistemin Bu Davranışa Nasıl Tepki Vereceği İle İlgilenir. Bilgisayarların Yaygınlaşmaya Yeni Başladığı Yıllarda Yazılımlar, Makinelerden Maksimum Faydayı Sağlamaya Odaklanmaktaydı. Günümüzde ise Teknolojinin Gelişmesi ve İnsan Odaklı Tasarımın Artan Bir Eğilim Haline Gelmesiyle İnsanların Yazılımlardan Maksimum Faydayı Sağlaması Yönünde Tasarımlar Yapılmaktadır.
Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin Kullanım Sürecinde Etkileşim, Mekanik Etkileşim ve Arayüz Etkileşimi Olmak Üzere İki Farklı Şekilde Ortaya Çıkmaktadır. Mekanik Etkileşim, Etkileşimin Donanımsal Boyutunu Kapsar. Klavyeden Bilgi Girişi, Fare ve Mikrofon Gibi Cihazların Kullanımı Örnek Olarak Verilebilir. Arayüz Etkileşimi ise Kullanıcının Yazılım ile Olan Diyaloğunu Belirler. Bilgisayar Kullanıcı Arayüzü Tasarımında Doğru Bir Etkileşim Sağlamak İçin Çeşitli Rehber İlkeler Kullanılmaktadır.
Benzeşik Ögeler Kullanma – Görünürlük – Önceden Sezinilir – Kontrolü Kullanıcıya – İpuçları Kullanma – Kullanıcının Ön Bilgileriyle Uyumlu Tasarımlar Yapma – Kullanıcının Dilini Kullanma –Affedici Olma – Sadelik ve Estetik Uyumunu Yakalama – Alternatifler Sunma
BİLGİ MİMARİSİ
Kullanıcıların Bilgiye Erişimini Kolaşlaştırmak Adına Bilgi Mimarisi Kavramı Ortaya Çıktı.
Bilgi Mimarisi; Karmaşık Bütünler Halinde Bulunan Bilgi Öbeklerini Sınıflayarak, Gruplayarak, Bağlantılandırarak ya da Ayrıştırarak Organize Edip Bilgiyi Kullanıcının En Rahat Kolay ve İşine Yarayacak Şekilde Erişimine Sunmayı Amaçlayan Disiplindir.
Web İçin Bilgi Mimarisi, Kullanıcının Bilgiyi En Kolay Bulacağı Şekilde Sistemin Yapılandırılması ve Bilgi Sınıflama Şemalarının Oluşturulmasıdır.
Bilgi Sınıflaması Yapılırken Yukarıdan Aşşağı veya Aşşağıdan Yukarıya Olmak Üzere İki Farklı Yaklaşım Kullanılabilir. Yukarıdan Aşşağıya Yaklaşımda Bilgi Sınıflaması Doğrudan Strateji Geliştirme Aşamasında Belirlenen Hedefer ve Kullanıcı İhtiyaçlarına Göre Yapılır. Aşağıdan Yukarıya Yaklaşımda ise İşlevsel Özellikler ve İçerik Analizi Temel Alınarak Yapılır.
Bilgi; Ardışık, Hiyerarşik, Matris Şeklinde veya Organik Olarak İlişkilendirilebilir. Bilgi Yapılarındaki En Küçük Birime Düğüm Denir.
Ardışık İlişkilendirme : Ardışık Yapılarda Birbirini Takip Eden Doğrusal Bir Süreç Vardır. Bir Bilgiyi Atlayarak Diğerine Ulaşmak Mümkün Olmaz.
Hiyerarşik İlişkilendirme : Ağaç Topolojisi ya da Hiyerarşik Topoloji de Denir. Bu İlişkilendirmede Bir Merkezi Kök Düğüm, Hiyerarşide Bir Alt Seviyede Bir Veya Daha Fazla Düğüm ile Bağlıdır. Merkezi Düğüm ile İkinci Seviyedeki Her Bir Düğüm Arasında Noktadan Noktaya Bağlantı Vardır.
Matris İlişkilendirme : Kullanıcının Bir Düğümden Diğerine Diğer Bir İfade ile Bir Bilgiden Diğerine İki Veya Daha Fazla Boyutta Geçmesine İmkan Sağlayan Yapıdır.
Organik İlişkilendirme : Bilginin Belirli Bir Davranış Kalıbı İçermediği Duyrumlar İçin Kullanılır. Kullanıcıya Serbest Gezinme Olanağı Sağlar
İSKELETİ OLUŞTURMA
Yapıyı Oluşturulma Aşamasında Sunulacak Ürün veya Hizmetin Nasıl Çalışacağı Tanımlanır. Bu Aşama; Arayüz Tasarımı, Gezinim Tasarımı ve Bilgi Tasarımı
Arayüz Tasarımı
Kullanıcı Arayüzlerinin Kolay Anlaşılması ve Kolay Kullanılması Gerekir. Bir Kullanıcı Arayüzü, Hedeflenen Kullanıcıya Hitap Edebilecek Kadar Basit Aynı Zamanda Sahip Olduğu Tüm İşlevlerini Kullanıcıya Sunabilecek Kadar Bütünleşik Olmalıdır.
Gezinim Tasarımı
Gezinim Tasarımını Kullanıcıların Gereksiz Tıklamalar Yapmadan ve Kafa Karışıklığına Maruz Kalmadan Aradıkları Şeyi Kolayca Bulabilmelerini Sağlayan Yapıyı Kurgulamak Olarak Tanımlamak Mümkündür.
Gezinim Tasarımında Evrensel, Yerel, Tamamlayıcı ve Bağlamsal Olmak Üzere Dört Temel Yaklaşım Bulunmaktadır.
Evrensel Gezinim : Son Noktadaki Bir Düğümden Sistem İçerisindeki Diğer Bütün Ana Düğümlere Ulaşılabilme Durumudur.
Yerel Gezinim : Son Noktadaki Bir Düğümden Sadece o Düğümün Bağlantılı Olduğu Düğümlere Ulaşabilecek Şekilde Sistemin Tasarlanmasıdır.
Tamamlayıcı Gezinim : En Son Noktadaki Bir Düğümden İlgili Düğümlere Bağlantı Verilen Durumdur.
Bağlamsal Gezinim : Bağlantıların İçeriğin İçine Gömüldüğü Durumdur. Sayfadaki Metinden Geçen Bazı Kelimelere Bağlantı Tanımlamak Örnek Olarak Verilebilir.
Bilgi Tasarımı
Bilgi Tasarımı, Bilginin Kullanıcıya Nasıl Sunulacağı ile İlgilidir. Zaman Zaman Bilgi Görsel Olarak Sunulur, Zaman Zaman da Kullanıcının Daha Kolay Anlayabilmesi İçin Çeşitli Gruplama ve Sınıflamalarla Sunulur.
WİREFRAME OLUŞTURMA
İskelet Oluşturma Aşamasının Sonunda Sistemi Ayakta Tutacak Taşıyacak Kemik Yapı Belirlenmiş Olur, Bu Yapının Gösterimi ve Görselleştirilmesi İçin Wireframe Kullanıır. Wireframe, Sitenin İşleyişini, Görsel Bileşenlerin Nasıl Yerleşeceği ve Etkileşim Nasıl Olacağını Gösteren İki Boyutlu Çizimlerdir
Logo Menu Başlıkları Görseller Arama Alanı İletişim Bilgileri Gövde Metni
GÖRSEL TASARIMI OLUŞTURMA
Görsel Tasarımı Oluşturma Aşamasında Sitede veya Uygulamada Yer Alan Metin, Görsel ve Gezinim Ögelerinin Nasıl Görüneceği Görsel Tasarım Açısından Değerlendirilir. İnternet Sitesinin Nasıl Görüneceğini Belirleyen Bu Aşamada Görsel Tasarım İlkeleri Esas Alınır. Bu İlkelerin Bazıları; Zıtlık, Tutarlılık, Renk Kullanımı ve Yazı Karakteri Seçimi Olarak Sıralanabilir.
Kullanıcı Deneyimi Tasarımı
3.Ünite
Kullanıcı
Kullanıcı Kavramı, Bir Ürün ya da Hizmetten Yararlanan ve Yararlanma Olasılığı Bulunan Kişiyi İfade Etmektedir.
Tüketici
Bir Mal ya da Hizmeti, Ticari ve Mesleki Olmayan Amaçlarla Edinen, Kullanan ya da Yararlanan Gerçek yada Tüzel Kişidir.
Müşteri
Ürün veya Hizmeti Satın Alma veya Kullanma Kararını Veren Kimsedir.
Kullanıcı Özellikleri
Kullanıcı Özelliklerini Tanımlamada Demografik (Yaş Cinsiyet Eğitim Durumu Gelir Meslek Çpğrafi Yerleşim), Psikolojik (Öğrenme,Güdülenme, Algılama, Kişilik, Tutum vb), Toplumsal-Kültürel (Toplumsal Gruplar Aile Sosyal Sınıf Kültür Alt Kültür Kişisel Etkiler) ve Durumsal (Zaman Fiziksel Ortam Duygusal ve Finansal Durum) Değişkenler Kullanılmaktadır.
Algı, İnsanın Çeşitli Uyarımları Daha Önceki Yaşantılarının da Etkisiyle Anlamlı Hala Getirmesidir. Psikoloji ve Bilişsel Bilimlerde Duyusal Bilginin Alınması, Yorumlanması, Seçilmesi ve Düzenlenmesi Anlamında Kullanılmaktadır.
Demografik Özellikler
Kullanıcı Özelliklerini Tanımlamada Yaş Cinsiyet Eğitim Durumu Gelir Meslek Medeni Durum Coğrafik Yerleşim gibi Değişkenler Kullanılmaktadır.
Yaş ve Yaşam Dönemi
Kullanıcının Farklı Yaşlarda ve Yaşam Dönemlerinde İhtiyaç ve İlgi Duyduğu Ürünler Hizmetler Yaşadığı Deneyimlere Bağlı Olarak Değişiklik Göstermektedir.
Cinsiyet
Cinsiyet, Kullanıcı Deneyimi Tasarımı İçin Yaştan Sonra Tasarımın Amacına Bağlı Olarak Belirleyici Demografik Özelliklerden Biridir.
Yaşam Biçimi
Kullanıcının Sahip Olduğu Değerleri ve Günlük Yaşantısına Yönelik Her Türlü Bilgiyi İçeren Kapsamlı Bir Kavramdır.
Meslek
Kullanıcının Yaşam Biçimini Şekillendiren Önemli Özelliklerinden Biri Olan Meslek, Kişinin Çevresi, Arkadaş Gruplarını, Yaşadığı Yeri, Takıldığı Mekanları, Zamanı Değerlendirme Biçimini Belirlemektedir.
Eğitim Durumu
Eğitim Düzeyi Kullanıcının Deneyimlerinin Geliştirilmesinin Yanında Mesleğine ve Buna Bağlı Olarak Gelirine Etki Ettiğinden, Kişinin Yaşam Biçimini Şekillendirmektedir.
Gelir Düzeyi
Gelir, Kişinin Satın Alma Gücünün Göstergesidir. Gelir Düzeyi Kullanıcının Her Ne Kadar Ürüne/Hizmete Sahip Olmasında Belirleyici Bir Etken Olsada Farkındalık Yaratmada Kullanıcı Davranışını Dolaylı Olarak Etkilemektedir.
Medeni Durumu
Medeni Durum Doğrudan Olmada Dolaylı Olarak Kullanıcının Tercihlerini ve Davranışlarını Etkileyen Bir Özelliktir.
Sosyokültürel Özellikler
Kişisel Farklılıklara ve Çeşitli Güdülenme Düzeylerine Rağmen, Kullanıcıların Benzer Davranışları Sergilemesinin Temelinde Toplumsal Etkiler Yatmaktadır.
Kültür
Kültür, Bireylerin İstek ve Davranışlarını Etkileyen ve Yönlendiren Önemli Toplumsal Ögelerden Biridir.
Alt Kültür
Nüfus Artışı ve Kentleşme Gibi Çeşitli Etkileri, Genel Kültürel Yapıdan Farklı Yaşam Biçimlerini İfade Eden Alt Kültürlerin Oluşmasına Sebep Olabilmektedir.
Sosyal Gruplar
Kullanıcıların İçinde Yer Aldığı Kültür, Altkültür ve Sosyal Sınıfların Dışında Birtakım İlişkiler İçine Girdiği, Karşılıklı Tutum ve Davranışlarıyla Birbirini Etkilediği Gruplar Söz Konusudur.
Psikolojik Özellikler
Kullanıcıların, Tasarıma Yönelik Olarak Hangi Güdülerinin Tatmin Edileceğinin Belirlenmesinde Önemli Bir Yere Sahiptir. Her Bir Kullanıcı, Psikolojik Olarak Kişilik Özellikleri, Öğrenme Biçimi, Güdülenme, Algılama ve Tutumlar Gibi Konularda Diğerlerinden Farklıdır.
Durumsal Özellikler
Kullanıcının Tasarım ile Karşılaştığında ve Girdiği Etkielim Anındaki Güdüleri, Bulunduğu Fiziksel Ortam, Bilişsel Beklentileri ve Duygusal Durumu, Ürüne Yönelik Agılarını da Etkilemektedir.
Kalıcı Olumlu Deneyimler Yaratabilmek Adına Kullanıcının Benlik Anlayışına, Temel Değerlerine, Amaçlarına, Gereksinimlerine, ve Kişilik Özelliklerine Hitap Edebilecek Tasarımlar Geliştirilmesi Gerekmektedir.
KULLANICI GEREKSİNİMLERİ
Gereksinim, İnsanların Maddi ve Kültürel Varlıklarını Sürdürebilmeleri ve Geliştirebilmeleri İçin Çeşitli Mal ve Hizmetlere Karşı Duydukları İstek ve Bu İsteğin Yarattığı Gerginlik ya da Açlık Olarak Tanımlanır.
İbn Haldun, Yaptığı İhtiyaçları Sınıflamasında Zaruri, Haci ve Kemali İhtiyaçlar Şeklinde Üç Çeşit Gereksinimden Söz Etmektedir. İlk Olarak Yaşamak İçin Gerekli Olan Beslenme ve Güvenlikli İlgili İhtiyaçları Zaruri İhtiyaçlar Şeklinde Tanımlanmıştır. Bu Temel Gereksinimlerin Ardından Haci İhtiyaçlar Olarak Zaruri Olmayan Ama Mevcudiyetiyle İnsanı Rahatlatan Unsurlara Duyulan İhtiyaçları Belirlenmiştir. Son Olarak Temel ve Asli İhtiyaçların Ötesinde İnsanların Düşünce Kaygılarını ve Estetik Beklentilerini Karşılayan Kemali İhtiyaçlardan Söz Etmektedir.
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi İlki “İnsan Davranışlarının Temelinde Gereksinimlerin Bulunduğu”dur İkinci Varsayım ise “Gereksinimlerin Önceliği ve Şiddeti” Olduğudur.
Maslow’un İhtiyaç Hiyerarşisi;
Fizyolojik Gereksinimler (Nefes,Besin,Su,Cinsellik,Uyku,Denge,Boşaltım)
Güvenlik Gereksinimleri (Vücut, İş, Kaynak, Etik, Aile, Sağlık, Mülkiyet Güvenliği)
Ait Olma ve Sevgi Gereksinimi (Arkadaşlık, Aile, Cinsel Yakınlık)
Saygınlık Gereksinimi (Kendine Saygı, Güven, Başarı, Diğerlerinin Saygısı, Başkalarına Saygı)
Kendini Gerçekleştirme Gereksinimi (Erdem, Yaratıcılık, Doğallık, Problem Çözme, Önyargısız Olma, Gerçeklerin Kabulü)
KULLANICI GEREKSİNİMLERİNİN BELİRLENMESİ
Kullanıcıyı Merkeze Koyan Kullanıcı Deneyimi Tasarımı İçin En Önemli Aşamalardan Biri Kullanıcı Hakkında Gerekli Bilginin Toplanmasıdır. Kullanıcılara Ait Verileri Elde Etmk ve Gereksinimlerini Belirlemek İçin Kullanıcı Araştırmaları Yapılmaktadır.
Kullanıcı Araştırmaları Kullanıcıların Ne Bekledikleri, Nasıl Bilgi Aradıkları, Var Olan Hizmetlerin İhtiyacı Karşılayıp Karşılamadığı ve Amaca Göre En İyi Hizmetlerin Nasıl Tasarlanacağının ve Geliştirileceğinin Betimleme Gözlem ya da Anketler Gibi Tekniklerle Saptandığı Araştırmalardır.
KULLANICI ÖZELLİKLERİ VE GEREKSİNİMLERİNİN BELİRLENMESİNDE KULLANILAN
YÖNTEM VE TEKNİKLER
Kullanıcı Mülakatları/Röportajlar
Tasarımın Olası Kullanıcı Kitlesini Temsil Eden Kişilerle Görüşme Yoluyla Yapılan, Onların Hakkındaki Bilgileri Toplamaya Yönelik Çalışmalardır.
Kullanıcı Anketleri
Tasarımın Olası Kullanıcıları Tarafından Nasıl Kullanılacağını Anlamaya Yönelik Olarak Kullanılan Bir Yöntemdir. Tasarımın Amacına Yönelik Olarak Tasarım Ekibine Yön Verebilecek İşlevsel Özelliklerin Belirlenmesinde Gereklidir.
Odak Grup Çalışmaları
Tasarımın Amacına Göre Katkı Sağlayacağı Düşünülen Belli Sayıda Katılımcının Bir Araya Getirilerek, Bir Moderatör Öncülüğünde Tasarıma Yönelik Tartışmaların Yapılarak Uzlaşma Sonucunda Bazı Kararların Alındığı Yöntemdir.
Katılımcı Gözlemi
Tasarımın Olası Kullanıcılarının Sosyal Gruplarına Girerek Gözlemlerde Bulunma ve Bu Gözlemleri Kayıt Altına Alma Yöntemidir.
Paydaş Analizi
Ürün ve Hizmetler İle İlgisi Olan, Doğrudan veya Dolaylı, Olumlu ya da Olumsuz Yönde Etkilenen Kullanıcı ya da Etkileyen Kişi, Birim ve Kurumlar Paydaş Olarak Tanımlanmaktadır.
Saha Çalışması
Kullanıcı Gereksinimlerini Belirlemeye Yönelik Olarak, Kullanıcının Tasarımla Etkileştiği Anda ve Etkileşimin Gerçekleştiği Ortamda Verinin Toplanması Yöntemidir.
Günlük Çalışması
Kullanıcının Bizzat Kendisi ya da Onu Gözlemleyen Tasarımcı Tarafından, Tasarımla Girdiği Etkileşimdeki Tüm Sürecinin Kayıt Altına Alınarak Veri Toplanması Yöntemidir.
Gölge Çalışması
Kullanıcı Memnuniyeti Adına Kullanıcının Doğal Yaşam Akışı İçinde Tasarımla Etkileşimde Bulunduğu Esnada Ondan Habersiz Olarak Anlık Tutum ve Davranışlarının Gözlemlenmesi Yöntemidir.
Kullanım Senaryosu
Kullanıcının, Tasarımı İşlevsel Olarak Nasıl Kullandığı Hakkında Bilgi Toplamak Amacıyla Belli Görevlerin Verilerek Gözlemlenmesidir.
Kişilik Kartları (Persona)
Doğrudan Kullanıcı ile Çalışmak Yerine, Tasarım Amacına Yönelik Olarak, Hedef Kullanıcı Kitlesi Tanımlarına Uyan Tanımlayan Temsili Bir Kişilik Tanımlanarak Yürütülen Çalışmalardır. Hedef Kitlesinin Prototipi Olarak Tanımladığımız “Persona”, Farklı Yöntem ve Tekniklerle Elde Ettiğimiz Örnekle Bir Kişilik Kartı Üzerinde Karakterize Etmektir.
Bağlamsal Araştırma
Kullanıcının Tasarımla Etkileşim Anını Doğal Ortamında Gözlemlemeye Dayalı Bu Yöntemde, Etkileşim Gerçekleşirken Yarı Yapılandırılmış Görüşme ile Kullanıcya Sorular İletilerek Veri Toplanılan Yöntemdir.
Kullanım Bağlamı Analizi
Hedef Kullanıcıların Bilgilerinin Yanında, Bağlamsal Araştırmada Elde Edilen Bilgilerin Toplanan Çevresel ve Teknik Verilerle Birlikte Analiz Edildiği Çalışmalardır.
İlişkiler Haritası
Tasarıma Yönelik Olarak Belli Konularda Çeşitli Teknik ve Yöntemlerle Elde Edilen Çok Sayıda Verinin Kağıtlar Üzerine Yazılarak, Birbirleri ile İlişkili Görülenlerin Bir Araya Gelecek Şekilde Yerleştirilmesiyle, Aralarındaki İlişkinin ve Sorunların Tespit Edildiği Bir Yöntemdir.
Boylamsal Araştırmalar
Tasarımla İlgili Olarak Uzun Soluklu Etkileri İncelemeye Yönelik Bir Çalışma Şeklidir.
Etnografi
Tasarım Amacına Yönelik Olarak Hedeflenen Kullanıcıların Günlük Yaşamlarının Gözlemlenmesi ile Davranışlarının ve Kültürlerinin Anlaşılmaya Çalışıldığı Araştırmalardır.
Netnografi
Kullanıcıların Bilgi İletişim Teknolojilerindeki Değişime Bağlı Olarak, İnternet Üzerinden Sosyalleşmeleri Doğrultusunda Teknoloji Tabanlı Sanal Dünyadaki Yaşamlarını Araştırmaktadır.
Kültürel Sonda
Kullanıcıların Duyguları, Değerleri, İlişkileri ve Güveni Gibi Etkileşimin ve Kültürün Çok Net Görülmeyen Yönlerini Bu Yöntemle Araştırmak Mümkündür.
Sav Analizi
Tasarımın Bileşenlerinin Kullanılabilirlik Bağlamında Analiz Edilmesidir. Genellikle Tasarımın Estetik Yönüne Bakan Farklı Kısımlarına Ait Değerlendirmelerin Birer Cümle Olarak İfade Edilmesi Sav Olarak Tanımlanır.
Bilişsel Modeller
Kullanıcının Tasarımla Kuracağı Etkileşimin Modellenmesiyle Performansının Tatmin Edilmesi ve Tanımlanması Yöntemidir. Bir Hedefe Ulaşmak İçin Gereken Süre Aradaki Mesafenin ve Hedefin Büyüklüğünün Fonksiyonudur Diye Tanımlanan Fitts Kanunundan Yola Çıkarak Geliştilen Bir Modeldir.
Hicks Kanunu’nunda İfade Edildiği Gibi Kullanıcı İçin Seçenek Sayısının Artması Onun Seçim Yapma Süresini Arttırmaktadır.
Aynı Uyarıcıya Karşı Kullanıcıların Seçmeyi, Organize Etmeyi ve Yorumlamayı Kişisel Durumlarına Göre Gerçekleştirdiğine Değinen Gestalt Prensipleri Tasarımın Kullanıcılar Arasında Farklı Şekillerde Algılanabileceğini Ortaya Koymaktadır. Bup Kapsamda, Kullanıcı Deneyiminde Kullanıcının Et Etkili Şekilde Amaca Ulaşırken Geçen Süredeki Bireysel Ögelerini İncelemek İçin GOMS Yöntemi Kullanılmaktadır.
Kullanıcı Deneyimi Tasarımı
4.Ünite
Etkileşim Kavramı
Etkileşim Kavramı İnsanın Var Oluşundan Beri Hayatımızda Olan Bir Olgudur. İnsani Bilimler Açısından Ele Alındığında Etkileşim, İletişimin Bir Parçasıdır ve En Genel Tanımıyla İki Veya Daha Fazla Kişi Veya Grup Arasındaki Karşılıklı Davranışlardır. Bireylerin ve Grupların Birbirlerine Davranışlarındaki Tüm Tavırları Tanımlamaktadır.
Karşılık Verebilme Durumuna Göre Etkileşimli, Yarı-Etkileşimli ve Etkileşimsiz Olmak Üzere Üçe Ayrılır. Örneğin Bir Politikacının Basın Toplantısı Ele Alınırsa Toplantıyı Yöneten Politikacı Şüphesiz İletişim Kurmaktadır. Fakat Politikacı Soru Almadığı Sürece Konferans Etkileşimsiz Kalacaktır. Sadee Sorulara İzin Vermek de Konferansı Etkileşimli Yapmayacaktır. Politikacı En Azıından Basıt Mensupları Sorularını Cevaplandırırsa, Toplantı Tepkisel/Yarı-Etkileşimli Olacaktır.
Tarafları Açısından İncelendiğinde Karşımıza İnsan-İnsan Etkileşimi, İnsan-İçerik Etkileşimi ve İnsan-Sistem Etkileşimi Çıkmaktadır. İnsan-İnsan Etkileşiminde Etkileşim Web Sayfası veya Mobil Uygulamalar Gibi Bir Sistem veya Bir Aygıt Aracılığı ile Sağlanır. Etkileşimin Kontrol Edilme Durumuna Göre Dört Farklı Şekilde Gerçekleşebilir. İletişim Monolog Şeklinde Tek Yönlü Olabilir. Web Sayfalarında Sunulan İçerikler Bu Etkileşime Örnektir. İkinci Durumda Web Sayfalarındaki İçeriğe Kullanıcı Tepki Veriyor Olabilir. Örneğin Bir Geri Bildirim veya Yorum Yazabilir. Üçüncü Durumda Etkileşimin Kontrolü Yine Hizmeti Sunanın Elindedir Ama Etkileşimde Bir Süreklilik Vardır. Müşteri Hizmetleri Uygulamaları Buna Örnek Olarak Verilebilir.
İnsan-İçerik Etkişiminde Hem İçerik Sunumda Hem de İçeriğin Yaratılmasında Kullanıcının Ne Kadar Rolü Olduğu Önemlidir.
İnsan-Sistem Etkileşimi Çok Farklı Formlarda Olabilmektedir.Bilgi Üretim İçin Kullanılan Yazılım ve Sistemler ile Bilgisayar Oyunlarında Daha Yoğun Karşımıza Çıkamaktadır.
Etkileşim Tasarımı Kavramı
Etkileşim Tasarımının Tanımında Teknoloji Merkezli Görüş, Davranışçı Görüş ve Sosyal Etkileşim Tasarımı Görüşü Olmak Üzere Üç Ana Akımdan Bahsedilebilir.
Teknoloji Merkezli Görüşe Göre Etkileşim Tasarımcıları Teknolojik Araçları, Özellikle de Dijital Olanları, Daha Kullanışlı, Daha Hoşlanılan ve Kullanımı Keyifli Bir Hala Getirirler.
Davranışçı Görüşe Göre Etkileşim Tasarımı Sistemlerin, Çevrenin ve Ürünlerin Davranışlarını Tasarlamakla İlgilidir. Bu Görüş, İşlevsellik ve Geri Bildirime Odaklanır.
Sosyal Etkileşim Tasarımı Görüşü, Etkileşim Tasarımı Konusunda En Geniş Perspektifi Sunan Görüştür. Etkileşim Tasarımı, İnsan ve Ürün Arasındaki İletişimi Kolaylaştırmak Etrafında Yoğunlaşır.
Etkileşim Tasarımı Bir Terim Olarak, İlk Kez 1980’lerde Bill Moggridge ve Bill Verplank Tarafından Kullanılmıştır.
Etkileşim Tasarımının Kısa Tarıhçesi
1830-1940: Elektrikli Sistemlerin Ortaya Çıkışı
Etkileşim Tasarımının İlk Örneği Mors Alfabesidir. Mors Alfabesi veya Mors Kodu, Kısa ve Uzun İşaretler (• ve -) ile Bunlara Karşılık Gelen Işık, Ses Veya Sinyalleri Kullanarak Bilgi Aktarılmasını Sağlyan Yöntemdir. 1832’de Telgraf ile İlgilenmeye Başlayan Samuel Morse Tarafından Üç Yıl Sonra 1835 Yılında Oluşturlmuştur.Telgraf Yazılı Basından Farklı Olarak Ortaya Çıkan İlk Elektronik Haberleşme Sistemidir.
1940 – 1960: Bilgisayarın Ortaya Çıkışı
1946’da Çalışmaları Başlayan ENIAC Elektrikle Çalışan ve Elektronik Veri İşleme Kapasitesine Sahip İlk Bilgisayardır. ENIAC Yaklaşık 167 M2 Bir Alana Sığıyordu ve Ağırlığı 30 Tondu
İlk Bilgisayarları Programlamak İçin Kullanılan Delikli Kart Örneği. Örnekteki Kart FORTRAN Dilinde Yazılmıştır.
Memex Sistemi de Bu Dönemde Ortaya Çıkmıştır. Memex Sistemi, Bilgileri Mikrofilmlere Kaydederek Arşivliyordu.
Mikrofil, Fotoğrafları, Planları Matbu Yazıları Yazı Parçalarını Kısaltılmış Halde Depolamak Veya Muhafaza Etmek İçin Kullanılan Fotoğraf Filmine Verilen İsimdir.
1960 – 1980 Bilgisayar Ağlarının ve Kullanıcı Arabirimlerinin Ortaya Çıkışı
Anahtar Teknolojisinin Gelişmesi Bilgisayarların Birbirine Bağlanması ve İlk Bilgisayar Ağlarının Ortaya Çıkışı da Bu Dönemde Oldu.1965’de İlk E-Posta Atıldı. ARPANET
İlk Bilgisayar Faresi, Bilgisayar Ekranındaki İmlecin Hareketlerini Kontrol Etmek Amacıyla 1964 Yılında Douglas Engelbart Tarafından Yapıldı.
1973 Yılında İlk Kişsel Bilgisayarlardan Olan Xerox Alto, Grafiksel Kullanıcı Arayüzü (GUI) Kullanılan İlk Bilgisayar, Geliştirildi. Ayrıca “Masaüstü” Metaforu Yine İlk Kez Bu Bilgisayarda Kullanılmıştır.
Pong (1972) ve Atari 2600 (1977) Oyun Konsolları ile Bilgisayarlar, Daha Sonraları Televizyonlara Bağlanarak Eğlence Aracı Olarak Kullanılmaya Başlandı.
Bu Dönemde DOS İşletim Sistemi Üzerinde Çalışmaktaydı. WordStart Kelime İşlemci,Bilgisayar Yazılımcısı Olmayanlar İçin Tasarlanmış İlk Ticari Yazılımlardandır.
1980 – 1990: Bilgisayarın Günlük Hayatın Parçası Haline Gelmeye Başlaması
Kişisel Bilgisayarların Yanı Sıra Sega (1983) ve Nintendo (1983) Gibi Oyun Konsollarıda Geniş Hedef Kitlelere Ulaştı.
1980’li Yılların Ortalarında Kullanıcıların Birbirlerine Eposta Mesajı Bıraktıkları İlan Tahtası Sistemleri Kullanılmaya Başlandı. 1989’da Halka Açık Ticari Ağlar Ortaya Çıkmaya Başlandı.
1990-2000: İnternetin Yaygınlaşması ve İlk Web Sayfalarının Ortaya Çıkışı
Etkileşim Tasarımı, 1990’lı Yılların Başında Kendi Başına Bir Disiplin Olarak Anılmaya Başlamıştır.
İlk Web Sayfası 1991’de http://info.cern.ch/hypertext/WWW/TheProject.html Adresi Üzerinden Yayınlanmıştır.
WORLD WİDE WEB <<
İnternet Medyasının Yayınlaşması ile Birlikte Kaydırma Çubuğu (Scroolbar) ve Düğmeler (Button) Arayüzlerde Yerini Almıştır. Ayrıca Adobe Flash Yazılımı Gibi Yazılımlar İle Animasyon Uygulamalarının İlk Örnekleri Ortaya Çıkmıştır.
Rheingold 1993 Yılında “Sanal Topluluk” Tanımı Yapmıştır.
Etkileşim Tasarımının Önemi
- Etkileşim Tasarımı, Öğrenilebilirliği Arttırır.
- Etkileşim Tasarımı, Hatırlanabilirliği Arttırır.
- Etkileşim Tasarımı, Sistem Hatalarının Yönetimini Kolaylaştırır.
- Etkileşim Tasarımı, Kullanıcı Memnuniyetini Arttırır.
- Etkileşim Tasarımı, Verimliliği Arttırır.
|
|
|
Sistem Analizi Ve Tasarımı (1-4.Ünite) Ders Notu |
Yazar: Editör - 11.11.2017, Saat:00:50 - Forum: Yönetim Bilişim Sistemleri
- Yorum Yok
|
|
Sistem Analizi Ve Tasarımı
1.Ünite
Sistem Ve Bilgi Sistemi
Sistem, İstenilen Bir Sonuca Ulaşmak İçin Birbirleriyle İlişkili Ve Birlikte Çalışan Bir Grup Bileşendir.
Bilgi Sistemi, İşletmenin İhtiyaçlarını Desteklemek İçin Veri Toplayan, İşleyen, Depolayan; İnsan, Veri, Süreçler Ve Bilgi Teknolojilerinin Etkileşimde Bulunduğu Bir Yapıdır.
Tipik Bir Bilgi Sistemi Aşağıdaki Bileşenlerden Oluşur:
- Donanım Kaynakları: Sunucu, Bilgisayar, Monitör, Klavye, Yazıcı Vb, Sayısal Ürünler
- Yazılım Kaynakları: Verileri Düzenleyen, İşleyen Ve Analiz Eden Programlar, Verilerin Nasıl İşleneceği Ve Analiz Edileceğini Belirten Süreçler Ve Yordamlar
- İnsan Kaynakları: Bilgi Sistemi Sahibi, Bilgi Sistemini Tasarlayan, Kuran Uzmanlar Ve Bilgi Sistemini Kullanan Çalışanlar.
- Veri Kaynakları: Bilgi Sistemlerinin Kullandığı Ve Ürettiği Verilerin Tutulduğu Veri Tabanı Ve Bilgi Tabanı
- Ağ Kaynakları: İşletme İçinde Ve İşletme Dışındaki Farklı Birimlerin Aynı Bilgi Sistemini Kullanmasıdurumunda Birbiryle Bağlanmasını Sağlayan Yapılar.
BİLGİ SİSTEMLERİNİN SINIFLANDIRILMASI
Kayıt İşleme Sistemleri
Günümüzde Kayıt İşleme Sistemleri (KİS), İşletmenin Muhasebe Ve Envanter Gibi Operasyonel Düzeydeki İşlemlerini Kaydeden Bilgisayar Tabanlı Sistemlerdir.
Ofis Otomasyon Sistemleri
Ofis Otomasyon Sistemleri (OOS) Yeni Bilgi Üretmezler. Bu Sistemler, Bilgiyi Analiz Eden, Gerekiyorsa Bilgi Üzerinde Değişiklik Yapan Ve Sonrasında Gerekli Birimlerle Paylaşan Çalışanları Desteklemek Üzere Geliştirilirler. Bu Sistemlere Örnek Kelime İşlemciler, Tablolama Ve Masaüstü Yayımcılık Programları, Eposta V.B
Yönetim Bilgi Sistemleri
Yönetim Bilgi Sistemleri (YBS), İşlem Verilerini Kullanarak Yöneticilerin İhtiyaç Duydukları Bilgileri Üretir Ve Rapor Halinde Sunar.
Karar Destek Sistemleri
Karar Destek Sistemleri (KDS), Karar Vericilerin Alternatifleri Belirlemesine Ve Bu Alternatifler Arasından Birini Tercih Etmesine Yardımcı Olur.
Uzman Sistemler
Uzman Sistemler (US), Uzman Bir Problem Çözücünün Veya Karar Vericinin Bilgisine Sahip Olacak Şekilde Geliştirilir. Uzmanın Düşüncesini Taklit Ederek İşletmede Ortaya Çıkan Bir Probleme Çözüm Üretebilir.
Sonuç Çıkarma Motoru, Yapısal Sorgulama Dillerinden Gelen Sorgulamaları İşleyerek Kullanıcı Ve Sistemi Birleştirir.
Grup Karar Destek Sistemleri
Grup Karar Destek Sistemleri (GKDS), Bir Grubun Verilen Problemi Çözmesine Yardımcı Olmak Üzere Geliştirilir. Problem Çözümünde Oylama, Anket, Beyin Fırtınası Ve Senaryo Geliştirme Gibi Yöntemler Kullanılır.
BİLGİ SİSTEMİNİN PAYDAŞLARI
Bilgi Sisteminin Kurulması Konusunda Çalışacak Sistem Analisti Kuracağı Sistemin Paydaşlarını Bilmek Zorundadır. Bilgi Sistem Paydaşları Beş Grupta Sınıflandırılabilir. Bunlar; Sistem Sahipleri, Sistem Kullanıcıları, Sistem Tasarımcıları, Sistem Kurucuları Ve Sistem Analistleridir.
Bir Sistem Analisti Aynı Zamanda Sistem Tasarımcısı Olabilir.
Sistem Analisti Bir İşletmenin Problemlerini Ve İhtiyaçlarını Belirler. Bu Konularda İyileştirmeler Yapmak İçin Çalışır. Veri, Süreçler Ve Bilgi Teknolojisinde Yapılacak Değişiklikleri Planlar Ve Gerçekleştirilmesini Sağlar.
Sistem Sahipleri
Bilgi Sisteminin Bir Veya Daha Fazla Sahibi Olur.
Sistem Kullanıcıları
Sistem Kullanıcıları Bir Bilgi Sistemindeki Çalışanların Çoğunluğunu Oluşturur. Sistem Kullanıcıları Sistemin Maliyetleri Ve Faydaları İle Daha Az İlgilenirler. Genelde Sistemin Gerçekleştirdiği Fonksiyonlar Veya Sistemin Öğrenilmesinin Ve Kullanımının Kolaylığı İle İlgilenirler. Sistem Kullanıcıları Dahili Ve Harici Kullanıcılar Olarak İki Gruba Ayrılır
Dahili Sistem Kullanıcıları
Dahili Kullanıcılar Bilgi Sistemlerinin Kurulduğu İşletmelerin Çalışanlarıdır Ve Genelde Bilgi Sistemi Kullanıcılarının Büyük Kısmını Oluştururlar.
Büro Ve Servis Çalışanları: İşletmelerdeki Günlük Birçok İşlemi Yapan Çalışanlardır. Büro Çalışanları Sipariş, Fatura, Ödemeler Ve Benzeri İşlemleri Gerçekleştirir, Yazışmaları Yapar Ve Dosyalar. Servis Çalışanları İse Mağazalarda Siparişleri Veya Hizmet Bilgilerini Bilgi Sistemine Girer
Teknik Ve Profesyonel Personel: Yüksek Yetenek Gerektiren Ve Özelliği Olan İşleri Yerine Getiren Çalışanlar Bu Grupta Yer Alır. Bu Çalışanlara Hukukçular, Muhasebeciler, Mühendisler, Bilim İnsanları, Pazar Analistleri, Reklamcılar Ve İstatistikçiler Örnek Verilebilir.
Yöneticiler: Üst Düzey Yöneticiler Uzun Dönemli Stratejik Planlama Ve Karar Alma, Orta Düzey Yöneticiler Kısa Dönemli Taktiksel Planlama Ve Karar Alma, Alt Düzey Yöneticiler İse Günlük Planlama Ve Karar Alma İle İlgilenir.
Harici Sistem Kullanıcıları
İnternet, Geleneksel Bilgi Sistemlerinin Sınırlarını Başka İşletmeleri Ve Müşterileri De İçine Alacak Şekilde Genişletmiştir. Harici Kullanıcılara Ait Bazı Örnekler
Müşteriler:İşletmenin Ürünlerini Ve Hizmetlerini Satın Alan Diğer Tüm İşletmeler Ve Kişiler Müşteri Grubuna Girmektedir.
Tedarikçiler:İşletmenin Bir Ürünü Veya Hammadeyi Satın Aldığı Bir Diğer İşletme, Bilgi Sistemiyle Doğrudan Etkileşime Geçerek İşletmenin İhtiyaçlarını Belirleyebilir Ve Bu İhtiyaçları Karşılayacak Siparişleri Hazırlayabilir.
Taşeronlar: İşletmenin Ürün Ya Da Hizmet Satın Aldığı Veya Ortak Çalıştığı Diğer İşletmelerdir
Çalışanlar: Ev, Ofis Veya İşletmenin Bulunduğu Şehirden Başka Bir Şeihrde Çalışanlar, Harici Sistem Kullanıcı Olarak Kabul Edilir. Örneğin Satış Temsilcileri Genelde Şehir Dışında Çalışmak Zorundadır. Bu Çalışanların Da Dahili Kullanıcılarla Aynı Bilgi Sistemine Ulaşma İhtiyacı Vardır.
Harici Kullanıcılar Uzak Kullanıcı Veya Mobil Kullanıcı Olarak Da Adlandırılmaktadır.
Sistem Tasarımcıları
Sistem Tasarımcıları, Bilgi Sistemlerine Teknolojik Katkı Sağlayan Kişilerdir. Sistemin Farklı İşlevlerini Tasarlayan Bu Uzman Kişiler Ve Görevleri Şunlardır
Veritabanı Yöneticileri: İşletmenin Veritabanını Tasarlayan Ve Değişikliklerini Düzenleyen Veritabanı Uzmanlarıdır.
Ağ Mimarları: Yerel Ağ, İnternet Ve Diğer Ağlara Bağlantıyı Tasarlayan, Kuran, Yapılandıran Ve Destekleyen Ağ Ve Haberleşme Uzmanlarıdır.
Web Mimarları: İşletmeler İçin Web Sayfalarını Düzenleyen Uzmanlardır
Grafik Sanatçıları: Grafik Teknolojileri Ve Metotlarında Uzmanlaşmış Kişilerdir.
Güvenlik Uzmanları: Veri Ve Ağ Güvenliğini Sağlamakta Kullanılan Teknoloji Ve Metotlarda Uzmanlaşmış Kişilerdir.
Teknolojik Uzmanlar: Bilgi Sisteminde Yer Alacak Özel Teknolojiler Konusunda Uzmanlıklara Sahip Kişilerdir
Sistem Kurucuları
Sistem Tasarımcılarının Belirttikleri Özellikler Doğrultusunda Sistemi Kuran Uzman Grubudur. Büyük Bilgi Sistemlerinde Aşağıda Belirtilen Farklı Uzmanlar Bu Görevleri Yerine Getirir.
Uygulama Programcıları: İşletmenin İş Süreçlerinin Ve Problemlerinin Gerekliliklerini Bilgisayar Diline Çeviren Uzman Kişilerdir.
Sistem Programcıları: İşletim Sistemi Düzeyinde Yazılımlar Ve Hizmetler Geliştiren, Test Eden Ve Uygulayan Uzman Kişilerdir.
Veritabanı Programcıları: Veritabanı Programları Ve Teknolojileri Üzerine Uzmanlaşmış Kişilerdir.
Ağ Yöneticileri: Bilgisayar Ağlarını Tasarlayan, Kuran, Sorunları Gideren Ve Optimize Eden Uzman Kişilerdir.
Güvenlik Yöneticileri: Bilgisayar Ağlarındaki Güvenlik Ve Kişisel Gizlilik Kontrollerini Tasarlayan, Kuran Ve Sorunlarını Gideren Uzman Kişilerdir.
Webmaster: Web Hizmetlerini Kodlayan Ve Yürüten Kişilerdir.
Yazılım Birleştiricileri: Yazılım Paketlerini Donanım, Ağ Ve Diğer Yazılım Paketleriyle Birleştiren Kişilerdir.
Sistem Analistleri
Sistem Sahipleri, Kullanıcıları, Tasarımcıları Ve Kurucularının Gerçekleştirilecek Ve Kullanılacak Bilgi Sistemlerine Bakış Açıları Farklıdır. Sistem Sahipleri Ve Kullanıcıları Genel Özelliklerle, Tasarımcılar Ve Kurucular İse Ayrıntılarla İlgilenir.
Bilgisayar Tabanlı İşletme Çözümlerine İhtiyacı Olanlarla Bilgi Teknolojilerini Bilen Kişiler Arasında Bir İletişim Boşluğu Oluşturur. Sistem Analisti Bu Boşluğu Doldurmalıdır. Sistem Analisti, Sistem Sahipleri Ve Sistem Kullanıcıları İçin İşletmenin Problemlerini Ve İhtiyaçlarını Belirler Ve Onaylar.
Sistem Analistinin Rolü
Sistem Analisti, İşletmenin Örgütsel Süreçlerinin İyileştirilmesi Amacıyla Girilen Verilen İnceler. İncelediği Verilerden Kullanıcıların Teknolojiyle Nasıl Etkileştiğini Ve İşletmenin Nasıl Çalıştığını, Problemlerini Ve Fırsatlarını Belirler.
Sistem Analistinin En Önemli Görevi İşletmede Değişim Başlamaktır. İyi Bir Analist, İşletmeye Rekabetçi Avantaj Getirecek, Yeni Pazar Ve Hizmetler Bulacak Şekilde Değişim Sürecini Başlatabilmelidir. Sistem Analistinin Üç Temel Rolü; Danışman, Destekleyici Uzman Ve Değişim Ajanı Olmaktır.
Değişim Bilgi Sistemlerinin Kullanımı Sonucu İşletmede Gerçekleştirilen İyileştirmeler.
Danışman Olarak Sistem Analisti: Sistem Analistleri Sıklıkla Kişilere Veya İşletmelere Sistem Danışmanlığı Yaparlar. İşletmeler Tarafından Özellikle Bilgi Sistemleri Sorunlarını Belirlemek İçin İşe Alınırlar.
Destekleyici Uzman Olarak Sistem Analisti: Sistem Analisti İşletmedeki Başka Bir Sistem Görevi İçin Destekleyici Uzman Olarak Görevlendirilebilir. Örneğin Sistem Analisti Bilgisayar Donanımı, Yazılımı Ve Bunların İşletmede Kullanımı Üzerine Çalışabilir.
Değişim Ajanı Olarak Sistem Analisti: Sistem Analistinin Bir İşletmede Dahili Veya Harici Olarak Alacağı En Kapsamlı Ve Sorumluluk İsteyen Rolü Değişim Ajanı Görevidir. Değişim Ajanı, Değişim İçin Katalizör Olan, Değişim Planını Geliştiren Ve Gerçeklenmesinde Başka Görevlilerle Birlikte Çalışan Kişi Olarak Tanımlanabilir.
Sistem Analistinin Sahip Olması Gereken Yetenekler
Herşeyden Önce Sistem Analisti Bir Problem Çözücüdür. Ancak İyi Bir İletişim Ve Yönlendirme Yeteneğine De Sahip Olmalıdır.
Bilgi Teknolojileri Bilgisi: Sistem Analisti Mevcut Ve Gelişen Bilgi Teknolojileri Konusunda Bilgi Sahibi Olmalıdır
Programlama Deneyimi Ve Uzmanlığı: Programlama Deneyimi Olmayan Bir Sistem Analistinin, Programcılar İçin Uygun Bilgi Sisteminin İşletme Ve Teknik Özelliklerini Hazırlaması Zor Olacaktır.
İş Süreçleri Ve Terminolojisi Konusunda Genel Bilgi: Sistem Analisti, İş Dünyasının Problemlerini Ve İhtiyaçlarını Anlayabilmek İçin İş Uzmanlarıyla İletişim Kurmak Zorundadır.
Genel Problem Çözme Yeteneği: Sistem Analisti Büyük Bir İşletme Problemini Ele Alır, Problemi Parçalara Ayırır, Problemin Sebeplerini Ve Etkilerini Belirler Ve Bir Çözüm Önerir.
Kişiler Arası İyi İletişim Yeteneği: Bir Analist Hem Sözlü Hemde Yazılı Olarak Etkin İletişim Kurabilmelidir.
Kişiler Arası İyi İlişki Kurma Yeteneği: Sistem Analisti Bilgi Sistemi Projesi Geliştirme Sürecinde Tüm Paydaşlar İle Etkileşim İçindedir.
Esneklik Ve Uyumluluk: Hiç Bir Proje Bir Diğeri İle Aynı Değildir. Bu Nedenle Tüm Projelere Uygulanabilecek Tek Ve Sihirli Bir Yaklaşım Veya Standart Çözüm Bulunmamaktadır.
Karakter Ve Etik: Sistem Analistinin Yaptığı İşin Doğası Kuvvetli Bir Karakter Ve Doğru İle Yanlışı Ayırabilme Yeteneği Gerektirir. Analistler Genellikle Kamuya Açıklanması Sakıncalı Olan Hassas Ve Gizli Gerçeklere Ve Bilgilere Tanık Olurlar. Sistem Analizi Ve Tasarımı Sonucu Ortaya Çıkan Ürün, İşverenin Fikri Mülkiyeti Kabul Edilir.
Bilgisayar Etik Enstitüsünün Hazırladığı “ Bilgisayar Etiğinin On Kanunu”
Harici Servis Sağlayıcıları
Herhangi Bir Paydaş Pozisyonu, Dahili Olduğu Kadar Harici Bir Çalışan İle De Doldurulabilir. Danışmanlar, Harici Servis Sağlayıcılarına Bir Örnektir.
Proje Yöneticisi
Yukarıda Özellikleri Açıklanan Sistem Paydaşlarının, İşletmenin Faydalanacağı Bilgi Sistemi Ve Uygulamalarının Geliştirilmesi Sürecinde Bir Takım Olarak Birlikte Çalışması Gereklidir. Her Takımın Lidere İhtiyacı Vardır.
BİLGİ SİSTEMLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Bilgi Sistemlerinin Gelişimini Etkileyen Faktörler İki Grupta Sınıflandırılabilir.
Ticari Eğilimler
Günümüzde İş Ve Ticaret Yapma Eğilimleri Değişmektedir. Ortaya Çıkan Bu Yeni Eğilimler Bilgi Sistemlerini De Etkilemektedir. Birçok Yeni Eğilim Kısa Sürede Yok Olurken, Bazı Ticari Eğilimler Sistemlerin Gelişmesinde Etkili Olmaktadır.
Aşşağıdaki Bölümlerde Bu Eğilimlerden Bir Kısmına Yer Verilmiştir.
Küresel Ekonomi
1990’lı Yıllardan İtibaren Ekonominin Küreselleşme Eğilimi Giderek Artmaktadır. Gelişmekte Olan Ülkelerin Sunduğu Düşük Maliyetli, Yüksek Kaliteli Alternatif Ürünler Sonucu Rekabet De Küreselleşmektedir.
Elektronik Ticaret Ve İş
Ekonominin Küreselleşmesi Ve İnternet’in Yaygınlaşması Sonucu, İşletmeler İşlerini Elektronik Ticaret Ve Elektronik İş Şekline Dönüştürmekte Veya Genişletmektedir. E Ticaret Ve E-İş Kavramlarının Kullanıldığı Üç Tip Bilgi Sistemi Uygulaması Bulunmaktadır;
- Görüntü, Ürün Ve Hizmetlerin Pazarlanması En Basit E-Ticaret Uygulamasıdır.
- İşletme – Müşteri E-Ticaret: Günümüzde Müşteriler İnternet Üzerinden Bir Ürünü Araştırabilmekte, Sipariş Verebilmekte Ve Ücretini Ödeyebilmektedir.
- İşletme – İşletme E-Ticaret Bu Tür Ticaretin En Karmaşık Olanıdır Ve Kaçınılmaz Olarak E-İş Şekline Dönüşecektir. Bu Tür E-Ticaretin Bir Örneği Elektronik İhaledir.
Güvenlik Ve Gizlilik
İş Birliği Ve Ortaklık
İşletmeler Ortak Girişimle Doğrudan İş Birliği Yaparak Daha Etkin Olabilmektedir. Örneğin Microsoft Ve Oracle Her Biri Kendi Veritabanı Yönetim Sistemini Satmakta Ve Rekabet Etmektedir. Ancak Microsoft Ve Oracle, Oracle Uygulamalarının Microsoft İşletim Sistemleri Üzerinde Çalışabilmesi İçin İş Birliği Yapmaktadır.
Bilgi Varlığı Yönetimi
Bilgi, Ham Verilerin İşlenerek Faydalı Enformasyona Dönüştürüldüğü Bir Sürecin Sonucudur. Bilgi Sistemleri, İş Gerçeklerini Ve Ticari İşlemleri İşleyerek Ham Verileri Toplar.
Sürekli İyileştirme Ve Toplam Kalite Yönetimi
Bilgi Sistemleri İş Süreçlerini Otomatikleştirir Ve Destekler, Sürekli İyileştirme, Bir Seri Ufak Değişikliklerle İyileştirme Yapmak İçin İş Süreçlerini Denetler. Süreçlerdeki Değişiklikler Maliyetlerde Azalmaya, İyileştirilmiş Etkinliğe Veya Artan Değer Ve Kazanca Sebep Olabilir.
İş Süreçlerinin Yeniden Tasarımı
TEKNOLOJİK FAKTÖRLER
Aşağıda Günümüz Bilgi Sistemlerini Etkileyen Teknolojiler Sunulmaktadır.
Ağlar Ve İnternet
Günümüz Bilgi Teknolojileri Yerel Ve Geniş Alan Ağlarından Oluşan Bir Ağ Mimarisi Üzerine Kurulmaktadır. Bu Ağlar Ana Bilgisayar, Ağ Sunucuları Ve Çeşitli Masaüstü, Dizüstü, Tablet Bilgisayarlar Tarafından Kullanılmaktadır.
Aşşağıda Bazı Önemli İnternet Teknolojileri Anlatılmaktadır.
- HTML 5, Xhtml Ve XML
- Script Dilleri, Özellikle İnternet Uygulamaları İçin
- Java Ve Cold Fusion Gibi Programlama Dilleri
- Intranet, Bir İşletmedeki Çalışanların Kullanması İçin Tasarlanan Özel Ağ Mimarisidir.
- Extranet, İşletmeler Arası Kullanım İçin Geliştirilen Özel Ağ Mimarisidir.
- Portal, Farklı Kullanıcıların İhtiyaçları Doğrultusunda Yapılandırılmış Ana Sayfadır.
- Web Servisleri, Yeniden Kullanılabilen Ve Web Tabanlı Programlar Veya Başka İnternet Programları Tarafından Çağrılabilen Program Parçalarıdır.
Mobil Ve Kablosuz Teknolojiler
Nesne Teknolojileri
Günümüzde Birçok Bilgi Sistemi Nesne Teknolojileri Kullanarak Geliştirilmektedir. Bu Konuda Yaygın Olarak Kullanılan C++, Java, Smalltalk, Visual Basit.NET Ve C# Gibi Programlama Dilleri Nesne Tabanlıdır. Nesne Tabanlı Yazılım İki Önemli Avantaj Sunmaktadır. Birincisi, Nesneler Bir Defa Tasarlanıp Geliştirildikten Sonra Birçok Bilgi Sistemi Ve Uygulamada Yeniden Kullanılabilir. İkinci Avantaj İse Nesnelerin Genişleyebilir Olmasıdır.
İş Birlikçi Teknolojiler
Dört Önemli İş Birlikçi Teknojiler
E-Posta – Anlık Mesajlaşma – İletişim Ve İş Birliği Sistemi – İş Akışı
Kurumsal Uygulamalar
Bir Çok İşletmenin İhtiyacı Olan Temel Uygulamaların Birbirine Benzer Olduğu Fark Eden Yazılım Endüstrisi, Çözüm Olarak Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) Geliştirildi.
ERP Uygulamaları Sistem Analisti İçin Birçok Nedenden Dolayı Önemlidir. Sistem Analisti Öncelikle ERP Çözümünü Seçme Ve Satın Alma Süreciyle İlgilenecektir. İkinci Olarak, ERP Çözümünün İşletmeye Uyarlanması Ve Kullanılabilmesi İçin İşletmenin İş Süreçlerini Yeniden Tasarlayacaktır.
Tedarik Zinciri Yönetimi: Günümüzde İşletmeler, Tedarikçileri Ve Bayileriyle Ham Madde Ve Ürünlerin Daha Etkin Akışı İçin Çekirdek İş Uygulamalarını Genişletmektedir. Tedarik Zinciri Yönetimi (SCM) Uygulamaları, Entegrasyon Ve Haberleşme İçin İnternet’i Kullanmaktadır.
Sistem Analisti Uygun SCM Yazılım Paketinin Seçimi, Uygulaması Ve Gerekirse İşletmenin İhtiyaçlarını Karşılamak İçin Uyarlanması İle İlgilenir. Bazı Durumlarda Seçilen SCM Çözümüne Uyum Sağlaması İçin İşletmenin İş Süreçlerinin Yeniden Tasarlanması Da Sistem Analistinin Görevi Olabilir.
Müşteri İlişkileri Yönetimi: Birçok İşletme, Yüksek Derecede Odaklanmış Müşteri İlişkileri Yönetiminin Müşterilerde İşletmeye Bağlılık Kazandırdığı Ve Satışları Arttırdığını Keşfetmiştir. Bu Nedenle İşletmeler, Müşterilerin İnternet Üzerinden İşlemlerini Yapabilmesi İçin Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) Çözümlerini Kullanmaktadır. CRM Teknolojisi, ERP Ve SCM Teknolojileriyle Benzer Bir Biçimde Sistem Analistini Etkilemektedir.
İnternet Üzerinden İş Yapmak İsteyen Bir İşletme De Kendi Sistemlerini Diğer İşletmelerin Farklı Sistem Ve Teknolojileri İle Birlikte Kullanmak İstediğinde Uyumlandırma Problemiyle Karşılaşmaktadır. Bu Zorlukları Yenebilmek İçin İşletmeler Kurumsal Uygulamaların Entegrasyonu (EAI) Yazılımına İhtiyaç Duymaktadır. EAI, Satın Alınan Veya İşletmede Geliştirilen Uygulamaları Birbirleri İle Şeffaf Olarak Çalışabilecek Şekilde İlişkilendirmektedir.
SİSTEM GELİŞTİRME YAŞAM DÖNGÜSÜ
Sistem Geliştirme Yaşam Döngüsü (SGYD) Sistem Analizi Ve Tasarımının, Analist Ve Kullanıcı Faaliyetlerinin Özel Yöntemler Aracılığıyla Geliştirildiği, Fazlara Bölünmüş Bir Yaklaşımdır. Bu Kitapta Anlatılacak SGYD Altı Fazlı Olacaktır. Bu Fazla, Kapsam Ve Planlama, Gereksinim Analizi, Tasarım, Gerçekleştirme Ve Test, Kurulum Ve Dağıtım, Operasyon Ve Bakımdır
Kapsam Ve Planlama
Sistem Geliştirmenin Bu Fazında Sistem Analisti, Problemlerin, Fırsatların Ve Amaçların Belirlenmesi İle İlgilenir, Bu Fazda Analist İş Dünyasında Ne Olduğunu İnceler Ve İşletmedeki Diğer Üyelerle Problemleri Tespit Eder. Fırsatlar, Analistin Bilgisayar Tabanlı Bilgi Sistemlerini Kullanarak İyileştirileceğine İnandığı Durumlardır. Analist Öncelikle İşletmenin Yapmak İstediğini Keşfetmeli, Daha Sonra Bilgi Sistemleri Uygulamalarının Bu Amaçlara Ulaşmakta Nasıl Kullanılabileceğini Planlamalıdır.
Gereksinim Analizi
Analistin İlgileneceği Bir Sonraki Görev Veri Akış Diyagramları, Faaliyet Diyagramları Gibi Araçları Kullanarak Geliştirilen Sistemdeki Tüm Verilerin Ve Özelliklerinin Yer Aldığı Bir Sözlük Oluşturur.
Bu Fazda Analist, Şartlar, Şartların Alternatifleri, Aksiyonlar Ve Aksiyon Kurallarını İçeren Yapısal Kararları Da Analiz Eder Maliyet – Kar Analizlerini İçeren Bir Rapor Da Hazırlar.
Tasarım
Sistem Analisti Bilgi Sisteminin Mantıksal Tasarımı İçin Önceden Toplanan Bilgileri Kullanır. Analist, Bilgi Girişerinin Etkin Olarak Yapılabilmesi İçin Uygun Web Sayfası Veya Ekran Pencerelerini Tasarlar. Kullanıcı Arayüzü Duyulabilir, Okunabilir, Güvenli, Çekici Ve Eğlenceli Olmalıdır.
İşletmedeki Karar Vericilerin İhtiyacı Olan Verilerin Depolanacağı Veri Tabanlarının Tasarımını Da İçerir. Analist, Sistemi Ve Verileri Korumak Amacıyla Kontrol Ve Yedekleme Yöntemlerini De Tasarlar.
Gerçekleştirme Ve Test
Tasarım Fazında Özellikleri Belirlenen Sistem Bu Fazda Gerçeklenir Ve Test Edilir. Programcılar Ve Analistler Program Parçalarında Ve Tüm Sistemde Oluşabilecek Hataları Bulmak Ve Düzeltmek Üzere Testler Uygular. Bu Fazda Analist, Kullanıcılarla Birlikte Çalışarak Yazılım, Kullanım Prosedürleri, Çevrimiçi Yardım, Sıkça Sorulan Sorular Kısımlarını İçeren Belgeyi Hazırlar.
Kurulum Ve Dağıtım
Bu Fazda Analist Bilgi Sisteminin Kurulumuna Yardım Eder. Kullanıcılara Yazılım Sağlayıcıları Tarafından Eğitim Verilir. Genelde Eğitimleri Düzenleyen Ve Yöneten Analisttir. Analşist Aynı Zamanda Eski Sistemden Yenisine Düzgün Ve Sorunsuz Geçişi Planlar
Operasyon Ve Bakım
Sistem Kuruldukdan Sonra Sürdürülmelidir. Diğer Bir İfade İle Bilgisayar Programları Uyarlanmalı Ve Güncel Tutulmalıdır. Bakım İki Nedenle Yapılır. Birincisi Yaızlım Hatalarının Düzeltilmesidir. Sistemi Ne Kadar Test Edilirse Edilsin Böcekler Ve Hatalar Oluşabilir.
İkinci Sebebi De Değişen İşletme İhtiyaçlarını Karşılamak İçin Yazılım Kapasitesinin İyileştirilmesidir. İşletme İhtiyaçları Aşşağıdaki Üç Durumdan Biri Nedeniyle Değişebilir
- Kullanıcılar Bilgisayar Sistemi Ve Kabiliyetlerine Aşına Oldukdan Sonra İlave Özellik İsteyebilir.
- İşin Doğası Zamanla Değişebilir
- Yazılım Ve Donanım Teknolojileri Hızlı Bir Şekilde Değişmektedir.
Sistem Analizi Ve Tasarımı
2.Ünite
Sistem Geliştirme Modelleri Çerçevesinde; Bilgi Sistemi Projelerinin Yönetiminin Kontrolü Sağlanmakta Ve Uygulanılan Yöntemler Tanımlanmaktadır.
Sistem Geliştirme Modeli; Faaliyetler, Teknikler, Uygulamalar, Çıktılar Ve Sistem Paydaşlarının Kullandığı Otomatik Araçlar İle Bilgi Sistemlerinin Geliştirilmesini Ve Sürekli İyişleştirilmesini İçerir.
Bilgi Sistemleri Geliştirme
Sistem Geliştirme Yaşam Döngüsü, Bilgi Sistemi Geliştirilirken Uygulanan Fazların Kavramsal Bir Modelidir. Bu Kitapta Sistemlerin Geliştirilmesinde Kullanılan Sgyd Modeli 6 Temel Fazdan Oluşmaktadır. Bu Fazlar Kapsam Ve Planlama, Gereksinim Analizi, Tasarım, Gerçekleştirme Ve Test, Kurulum Ve Dağıtım, Operasyon Ve Bakım Biçiminde Sıralanır.
Kapsam Ve Planlama
Problemin Kapsamı, Fırsatları Ve Hedefleri Tanımlanır. Problemin Kapsamında; Projenin Büyüklüğü, Sınırları, Projenin Vizyonu, Kısıt Ve Limitleri, Projenin Paydaşları, Bütçesi Ve Zamanlaması Oluşturulur. İlk Fazın Paydaşları Sistem Sahipleri, Dahili Sistem Yöneticileri, Proje Yöneticileri Ve Sistem Analistleridir. Sistem Sahipleri Ve Dahili Sistem Yöneticileri İle Görüşmeler Yapılır, Bulgular Özetlenir, Projenin Kapsamı Tahmin Edilir Ve Sonuçlar Raporlanır.
Sgyd’nin İkinci Fazından Önce Sistemin İşletmeye Olan Ekonomik Ve Örgütsel Etkisini Saptamak Üzere Fizibilite Çalışması Yapılır Ve Rapor Oluşturulur. Fizibilite Raporu Problem Tanımını Ve Hedefleri İçerir. Bu Rapor Sonucuna Göre Yönetim, Projenin Devamı İçin Bir Karar Vermek Zorundadır.
Sistem Kapsam Ve Planlamanın Diğer Bir Çıktısı Da Proje Takımının İzleyeceği Belirli Bir Plandır. Bu Proje Planı Standart Sgyd’ni Özelleştirir Ve Gerçekleştirilmesi İçin Gereken Zaman, Para Ve Kaynakları Belirler.
Gereksinim Analizi
İkinci Fazda Sistem Analisti Sistem İhtiyaçlarını Analiz Eder. Analist, Sosyal Araç Ve Tekniklerin Yardımıyla Gereksinimleri Tanımlar. Bu Gereksinimler İşlevsel, İşlevsel Olmayan Ve Ortam Gereksinimleri Olarak Üçe Ayrılabilir. İşlevsel Gereksinimleri Belirlemek İçin;
- Yeni Sistem, Kullanıcılarına Hangi Kabiliyetleri Sunar?
- Hangi Veri Toplanmalı Ve Depolanmalıdır?
- Hangi Performans Düzeyi Beklenmektedir?
Gibi Sorulardan Yola Çıkarak, Gereksinimler Tanımlanır. Ayrıca Analist Bu Aşamada İnsan-Bilgisayar Etkileşimini Ve Sistemin Çalışacağı Ortamı İlgilendiren Sorular Ve Cevapları Da Kullanır.
- Sistemi Kanunlara Uygun Ve Güvenilir Yapmak İçin Ne Gerekir?
- Yeni Sistem, Kullanıcı Dostu Olması İçin Nasıl Tasarlanmalıdır?
- Sistem, Kullanıcıların İş Görevlerini Daha Verimli Yapacak Özellikleri Destekliyor Mu?
- Sistemin Çalışma Ortamına Göre Desteklenmesi Gereken Özellikler Var Mıdır?
Bu Soruların Cevabı İse İşlevsel Olmayan Ve Ortam Gereksinimlerini Oluşturur.
Bu Aşamanın Paydaşları Proje Yöneticileri, Sistem Analistleri Ve Sistem Sahipleridir. Paydaşlara Ayrıca Sistem Kullanıcıları Da Dahil Edilebilir. Sistem Tasarımcıları Ve Geliştirmeciler Bu Aşamada Yer Almaz. Bu Fazda Analist, İşletmenin Mevcut İş Süreçlerini Ve Sipariş Alma, Ödeme Sistemleri Vb. Bilgi Sistemlerini Ayrıntılı Olarak İnceler. Bu Analiz Birçok Alt Adımdan Oluşur. Birinci Adımda Analist, Kullanıcıların Önerilen Sistemden İsteklerini Belirler. Sistem Geliştirme Hedefleri İle İş Gereksinimleri Kontrol Edilir. Her Bir Gereksinim, Bir Veya Daha Fazla Sistem Geliştirme Hedefine Katkıda Bulunmalıdır.
Bu Fazda Belirlenen Gereksinimler Önceliklendirilmelidir. Böylece Proje Zamanlamasında Sıkışıklık Oluşursa Bu Önceliklendirme Kullanılabilir.
İteratif Geliştirmede, Bilgi Sisteminin Birden Fazla Tekrar Geliştirme İle Daha İyi Hale Getirilmesi Hedeflenir.
Tasarım
Sgyd’nin Üçüncü Fazı Sistem Tasarımıdır. Sistem Tasarımında Analist, Alternatif Çözüm Önerilerini Mantıksal Ve Fiziksel Sistem Özelliklerine Dönüştürür. Sistemin Girdileri, Çıktıları, Arayüzleri, Raporları, Veritabanları Ve Bilgisayar Süreçlerinin Tamamı Bu Fazda Tasarlanır. Sistem Analistleri, Kelimeleri Sistem Modelleri Olarak Adlandırılan Diyagramlara Dönüştürür Ve Gereksinimlerin Tutarlılığını Ve Bütünlüğünü Test Eder. Tasarım Fazı Mantıksal Tasarım Ve Fiziksel Tasarım Olmak Üzere İki Aşamadan Oluşur.
Sistem Modeli Sistemin Soyut Modelinin Grafikler İle Gösterilmesidir. Gereksinim Analizi Fazından Bilgi Sisteminin Gereksinimlerini Belirlemek, Tasarım Fazında Sistem Geliştiricilerine Sistemi Tanımlamak, Bilgi Sisteminin Kurulum Ve Uygulamaya Alma Fazında Da Belgeleri Oluşturmak İçin Sistemi İfade Eden Modeller Kullanılır.
Mantıksal Tasarım Aşaması İş Gereksinimlerini Sistem Modellerine Dönüştürür. Daha Önce Belirlenen Veri Ve Bilgi Gereksinimlerinden Mantıksal Veri Modelleri Oluşturulur. Mantıksal Tasarımda Çözüm Önerisi Kullanılacak Teknolojilerden Bağımsız Oluşturulur. Bu Aşamada Çalışan Paydaşlar Ve Görevleri Şu Şekildedir: Proje Yöneticileri Modellerin Standartları Karşıladığını Ve Proje Sürecini Kötü Yönde Etkilemediğini Kontrol Eder. Sistem Analistleri Modelleri Oluşturur. Sistem Kullanıcıları İse Modelleri Onaylar. Mantıksal Tasarım Belirli Bir Donanım Ve Yazılım Platformuna Bağlı Değildir. Teorik Olarak Tasarlanan Sistem Herhangi Bir Donanım Ve Yazılım Platformunda Gerçeklenebilir.
Fiziksel Tasarıma Geçmeden Önce Çözüm Önerilerinin Hangi Açılardan Değerlendirildiğinin Açıklandığı Fizibilite Türleri Yer Almaktadır.
Teknik Fizibilite: Önerilen Çözüm, Teknik Olarak Uygulanabilir Olmalıdır. Tasarım Ve Geliştirme Ekipleri Önerilen Çözüm İçin Teknik Yeterliğe Sahip Olmalıdır.
Operasyonel Fizibilite: Çözümün Kullanıcı Gereksinimlerini Karşılaması, Kullanıcıların Çalışma Ortamını Nasıl Değiştirdiği, Kullanıcıları Memnun Edip Etmeyeceği İncelenmelidir.
Ekonomik Fizibilite: Çözümün Maliyeti Proje Bütçe Hedefleri İle Uyumlu Olmalıdır.
Zamanlama Fizibilitesi: Çözümün Tasarım Ve Geliştirilmesi, Projenin Genel Zaman Planıyla Uyumlu Bir Zaman Aralığında Yapılmalıdır.
Risk Fizibilitesi: Önerilen Teknik Süreçler Kullanıldığında Çözümün Başarıyla Geliştirilme İhtimali Yüksek Olmalıdır.
Sistemin Mantıksal Tasarım Önerisinin Onayından Sonra Fiziksel Tasarıma Geçilir. Fiziksel Tasarımda, Mantıksal Tasarımlar Fiziksel Veya Teknik Özelliklere Dönüştürülür.
Fiziksel Tasarım, Kullanıcı Gereksinimlerinin Teknik Olarak Gerçekleştirilmesini Gösteren Sistem Modelidir. Teknik Tasarım Veya Uygulama Modeli Olarak Da Adlandırılır.
Sistemin Geliştirileceği Ve Çalıştırılacağı; Fiziksel İş Süreçleri, Yazılım Tasarım Özellikleri, Fiziksel Kullanıcı Ve Sistem Arayüz Özellikleri Bu Aşamada Oluşturulur. Ayrıca Varsa Fiziksel Veritabanı Tasarım Özellikleri, Dosya Yapıları, Programlama Dilleri, Donanım Platformu, İşletim Sistemi Ve Ağ Ortamı Mimarisi Belirlenir.
Bilgi Sistemlerinin Tasarımı Aşamasında Aşağıda Verilen Dört Temel Faliyet Gerçekleştirilir:
Yapısal Tasarım: Sistem, Sistemin Temel Parçaları, Parçalar Arası İlişkiler Ve Dağılımını İfade Eden Bütün Yapısı Tanımlanır.
Arayüz Tasarımı: Sistemin Temel Parçaları Arasındaki Arayüzler Tanımlanır. Arayüz Özellikleri Kesin Ve Net Olarak Tanımlanmalıdır.
Bileşen Tasarımı: Her Bir Sistem Bileşeninin Tanımlanmış Arayüz Özelliklerine Göre Tasralanmasını Kapsar.
Veritabanı Tasarımı: Sistem Veri Yapısı Tasarlanır Ve Bunların Veritabanında Karşılık Gelen Yapıları Gösterilir. Bu Fazın Paydaşları Sistem Tasarımcıları, Sistem Analistleri Ve İş Akışını Paylaşmak Üzere Sistem Kullanıcılarıdır.
Gerçekleştirme Ve Test
Sistem Gerçekleştirme Ve Test Fazında, Özellikleri Ortaya Konulmuş Olan Sistem Geliştirilir Ve Testleri Tamamlanarak Çalışır Hale Getirilir. Programcılar Ve Analistler Program Parçalarında Ve Tüm Sistemde Oluşabilecek Hataları Bulmak Ve Düzeltmek Üzere Testler Uygular.
İlave Olarak, Bu Fazda Analistler Kullanıcılar İle Çalışarak Sistemin Kullanımını Ve Hata Olması Durumunda Yapılacakları Açıklayan Belgeler Oluşturur. Bu Belgeler Kullanım Kitapçıkları, Çevrim İçin Yardım, Sıkça Sorulan Soruları İçeren İnternet Sayfaları, Yeni Sistem İle Gönderilen Beni Oku Ve Kurulum Açıklamalarını İçeriri.
Sistem Analistleri, Sistem Kullanıcıları, Proje Yöneticileri İle Birlikte Programcılar Ve Test Yapanlar Tasarım, Kodlama Ve Hataları Giderme Üzerinde Çalıştıklarından Bu Fazın Anahtar Paydaşlarıdır.
Kurulum Ve Dağıtım
Gerçekleştirme Ve Test Fazında Oluşturulan Fonksiyonel Sistem, Kurulum Ve Dağıtım Fazının Girdisini Oluşturur. Uygulama Yazılımını, Geliştirme Ortamından Üretim Ortamına Geçirmek Üzere Mevcut Ya Da Yeni Donanım Üzerine Kurarlar. Analistleri Sistem Kullanıcılarını Eğitir, Birçok Kullanıcı El Kitaplarını Ve Üretim Kontrol El Kitaplarını Oluşturur. İlave Olarak, Analist Eski Sistemden Yeni Sisteme Sorunsuz Nasıl Geçilebileceğini De Planlamalıdır.
Operasyon Ve Bakım
Sgyd’nin Son Fazı Operasyon Ve Bakımdır. Sistemin Kurulup Çalışmaya Başladığı Bu Evre En Uzun Yaşam Döngü Fazıdır. İyileştirme Yapmayı Talep Eder. Bu Nedenle Sistemin Kullanıldığı Süre İçerisinde, Programcılar Sistem Desteği Sağlamak Üzere Kullanıcıların Talep Ettiği, İş Süreçlerindeki Değişimler Doğrultusunda Sistemi Günceller. Sistem Desteği Aşağıdaki Faaliyetlerden Oluşur:
Sistem Desteği,Sistem Kullanıcılarına Sistem Çalıştığı Sürece Verilen Teknik Desteği Ve Herhangi Bir Hata Durumunda Veya Yeni Gereksinimler Ortaya Çıktığında Verilen Bakım Hizmetlerini Kapsar.
- Kullanıcıya Yardımcı Olma
- Yazılım Hatalarını Onarma
- Sistemi Kurtarma
- Sistem Yeni Gereksinimlere Göre Güncelleme
Veritabanının Son Kurtarma Noktası, Herhangi Bir Sebepten Dolayı Veritabanında Bir Bozukluk Veya Tutarsızlık Meydana Geldiğinde Oluşan Hatalardan Kurtarmak İçin Veritabanının Yedeklerden Geri Yüklenmesini Tanımlar.
Bilgi Sistemi Geliştirme Modelleri
Sistem Geliştirme Yazılım Modellerinden Doğrusal Ardışık Model, Prototip Model, Artımlı Model, Sprial Model, Bileşen Tabanlı Geliştirme Modeli Ve Çevik Model İzleyen Kesimden Açıklanacaktır.
Doğrusal Ardışık Model
Sistem Analizi Ve Tasarımında Kullanılan Doğrusal Ardışık Model Yaklaşımında Fazla Sadece Bir Defa Olmak Üzere Sıra İle İşletilir. Aynı Zamanda Şelale Modeli Olarakda İsimlendirilir. Modelin Ana Aşamaları Bilgi Sisteminin Doğrudan Temel Gelitşrime Faaliyetlerini Göstermektedir.
- Kapsam Ve Planlama
- Gereksinim Analizi
- Tasarım
- Geliştirme Ve Test
- Kurulum Ve Dağıtım
- Operasyon Ve Bakım
Prototip Model
Bazı Durumlarda Da Geliştirme Ekibi Kullanılacak İşletim Sisteminden, Yazılım Verimliliğinden Ve İnsan Makine Arayüzlerinin Nasıl Olması Gerektiğinden Emin Olmayabilir. Bu Ve Benzeri Durumlarda Gereksinim Oluşturmada Prototip Yaklaşımı En Uygun Yöntem Olacaktır. Prototip Modelde İlk Adım Müşteri İstekleri Doğrultusunda Gereksinimlerin Belirlenmesidir.
Müşteri İstekleri > Prototip Model Geliştir Güncelle > Müşterinin Prototip Model Testleri
Döngü Halindedir.
Artımlı Model
Artımlı Model İlk Uygulamanın Oluşturularak Kullanıcı Görüşüne Başvurulması Ve İstenilen Son Sistem Geliştirilinceye Kadar Birçok Sürüm Oluşturulması Fikrine Dayanır. Artımlı Model, Doğrusal Ardışık Model İle Prototip Modeldeki İteratif Yaklaşımın Birleşimidir. İteratif Yapısıyla E-Ticaret Ve Masaüstü Sistemlerin Geliştirilmesinde Doğrusal Ardışık Modelden Daha İyi Bir Yaklaşımdır.
Örneğin Kelime İşlemci Yazılımı Gerçekleştirilirken İlk Sürüm; Dosya Yönetimi, Yazı Düzenleme Ve Belge Üretme Fonksiyonlarını İçerirken, İkinci Sürümde;Hece Sayımı, Gramer Kontrolü, Üçüncü Sürümde; Gelişmiş Sayfa Yapısı Fonksiyonları V.B Gerçeklenmiş Olur. Artımlı Modelde Üretilen İlk Sürüm Temel Özellikleri Taşıyan Ana Üründür.
Doğrusal Ardışık Model İle Kıyaslandığında Artımlı Model Bazı Önemli Kazanımlar Sağlar Bunlar;
- Müşteri Gereksinimlerinde Değişikliğin Maliyeti Daha Düşük Olur
- Geliştirme Aşamasında Müşteri Geri Dönüşü Daha Kolay Alınmış Olur
- Yazılımın Tamamını Olmasada Önemli Özelliklerini Taşıyan İlk Sürümünü Müşterinin Kullanımına Sunmak Daha Hızlı Olacaktır.
- Sistemin Son Tarihinde Teslim İçin Yeterli Sayıda Geliştirme Personeli Yok İse İlk Sürümler Daha Küçük Bir Ekip İle İstenilen Zamanda Geliştirilir.
Artımlı Modelin Kullanımı Da Bazı Problemler Oluşturabilir;
- Süreç İzlenemez. Yöneticiler İlerlemeyi İzlemek İçin Ara Çıktılara İhtiyaç Duyarlar
- Sistem, Sürümler İlerledikçe Yapısal Olarak Geriler
- Sistemlerin Çoğu Alt Parçalarında Bazı Ortak İmkan Ve Kaynakları Kullanır.
- Mevcut Sistemin Yerine Yapılan Sistemlerin Geliştirilmesinde İteratif Yaklaşımı Kullanmak Zor Olabilir.
- Artımlı Geliştirme Sürecinde Gereksinimler Geliştirilen Sistem İle Birlikte Oluşturulur.
Spiral Model
Spiral Model, Prototip Modelin İteratif Yapısının, Doğrusal Ardışık Modelin Sistematik Yaklaşımıyla Kontrol Edilmesini Sağlayan Evrimsel Bir Modeldir. Spiral Modelde Sistem Geliştirme Tipik Olarak 3 İle 6 Arasında Değişen Sayıda Bölümden Oluşan Çerçeve Faaliyetlerine Bölünmüştür. 6 Bölümden Oluşan Spiral Model Görülmektedir. Bu Bölümler;
- Müşteri İletişimi
- Planlama
- Risk Analizi
- Mühendislik
- Gerçekleştirme Ve Kurulum
- Müşteri Değerlendirmesi
Spiralde Bir Tur Tamamlandığında Ürün Özellikler Tamamlanabilir; İkinci Turda Prototip Geliştirilebilir; Sonraki Turlarda Da Adım Adım Sistemin Daha Gelişmiş Sürümleri Oluşturulabilir.
Bileşen Tabanlı Geliştirme Modeli
Nesne Tabanlı Teknolojiler Bileşen Tabanlı Geliştirme Modelinin Teknik Çerçevesini Oluşturur. Nesne, İçinde Veri Ve Bu Veriler Üzerinde İşlem Yapacak Olan Metotları Bulunduran Yazılım Bileşenidir. Bir Nesne Yapısı, Bir Sınıf (Class) İçinde Tanımlanır. Farklı Uygulamalar Arasında Ve Bileşen Tabanlı Sistem Mimarilerinde Kullanılabilir.
Çevik Model
Çevik Model Sistemin Gereksinimlerini Belirleme, Tasarım, Geliştirme Ve Kurulumunda Artan Yaklaşımı Kullanır. Çalışan Yazılım Müşteriye Hızlıca Verilerek, Yeni Ve Değişen Gereksinimler İleri İterasyonlarda Dahil Edilir. Burada Amaçlanan Uzun Zaman Alan Belgelemeyi Azaltarak, Tüm Çabayı Sistem Geliştirmeye Vermektir.
Çevik Modelin Uygulanmasında Dört Teknik Yaklaşım Ön Plandadır. Bunlar: Kısa Sürede Sürüm Teslimi, Haftada 40 Saat Uygulama Geliştirme Müşteri İle İç İçe Geliştirme Ve Çift Kişi Programlamadır. Çevik Model Kullanan Yaklaşımlar, Uç Programlama, Adaptif Yazılım Geliştirme, Scrum Ve Özellik Güdümlü Programlamadır.
Çevik Yaklaşımların Aşağıdaki Tip Sistemlerin Geliştirilmesinde Daha Başarılı Olduğu Görülmüştür.
- Küçük Ve Orta Büyüklükte Sistemleri Geliştiren İşletmelerin Ürün Geliştirmesinde
- Müşterinin Geliştirme Süreci İçinde Olduğu Ve Sistemin Gereksinimlerinde Belirli Standartların Aranmadığı Durumlarda, İşletme İçinde Özelleştirilmiş Sistemlerin Geliştirilmesinde
Çevik Geliştirme Yaklaşımlarından En Yayın Kullanılan Scrum’dur
Scrum
Scrum Yaklaşımı Çevik Yöntemlerin Teknik Yaklaşımları Yerine İteratif Geliştirme Yöntemine Odaklanmış Bir Çevik Metottur. Scrum’da 3 Faz Vardır. Birinci Fazda Proje Genel Hedefleri Ve Yazılım Mimarisinin Tasarımını Oluşturmak Üzere Ana Hat Planlama Yapılır.
Bu Aşamayı Her Turda Sistemde Bir Artım Sağlayan Sprint Devirleri Takip Eder. Son Aşamada Da Ürün Belgeleri, Kullanıcı El Kitapları Ve Projeden Elde Edilen Deneyimlerin Değerlendirildiği Proje Kapanış Fazı Vardır. Scrum Yaklaşımının İteratif Yapısını 2’nci Fazdaki Scrum Sprit Devri Oluşturur. Sprint Devirleri Sabit Zaman Aralıklarında Yapılır (2-4 Hafta)
Sistem Geliştirme Modellerinin Seçimi
- Maliyet Ve Değişiklik İsteklerinin Sıklığı
- İşlevsel Olmayan Gereksinimlerin Önemi
- Bilgi Sistemi Ömür Ve Teslim Zamanlaması
Bilgisayar Destekli Sistem Geliştirme Araçları
Bilgisayar Destekli Yazılım Mühendisliği Araçları Case Araçları Olarak Adlandırılır.
Bilgisayar Destekli Sistem Geliştirme Araçları İzleyen Kesimde 4 Kategoride Açıklanacaktır.
Bilgisayar Destekli Yazılım Mühendisliği Araçları
Case Sistem Geliştiricilerinin Karmaşık Bilgi Sistemlerini Yüksek Kalitede, Planlanan Zaman Ve Bütçede Tamamlanmasını Destekleyen Araçlardır. Case Araçlarının Amacı Yazılım Geliştirme Modellerindeki Süreçlerin Kontrol Edilmesi, Ölçeklenebilmesi Ve Kolay Yönetilebilmesidir. Case Araçları Yazılım Geliştirmek İçin Kullanılan Yazılımlar Olarak Özetlenebilir.
Case Araçlarının Mimarisinin Merkezinde Geliştiricilerin Veritabanı Vardır. Case Deposu. Bu Deponun Etrafında Sistem Modeli Ve Belgeleri Oluşturmak İçin Kullanılan Araçlar, Destekleyici Kaynaklar Bulunur.
Case Kaynakları:
- Diyagram Araçları; Sistem Süreç, Ve Kontrol Yapılarının Grafiksel Gösteriminde Kullanılır. Uml Tasarım Araçları, Veri Modelleme Araçları Örnek Verilebilir
- Bilgisayar Gösterim Ve Raporlama Üreticileri
- Analist Araçları
- Kalite Yönetim Araçları
- Proje Yönetim Araçları
- Tasarım Ve Program Üretici Araçları; Kod Üreten Yazılımlar Versiyon Kontrol Ve Yazılım Ayarlama Araçları Dönüşüm Yazılımları, Kod Yeniden Üretme Yazılımları
- Test Araçları
- Belgeleme Araçları
Süreç Yönetim Araçları
Sistem Geliştirme Modelindeki Fazların Yönetilmesi, Belgelenmesi, Çıktıların Yönetilmesi İçin Süreç Yönetim Araçları Kullanılır.
Proje Yönetim Araçları
Proje Yönetim Faaliyetleri; Planlama, Tahmin Ve Kaynak Atama, Zaman Çizelgesi Oluşturma, Proje Zaman Ve Bütçesine Göre İlerlemeyi İzleme Ve Kontrolünde Oluşur. Zamanlama Ve Bütçe İle Geliştirilmesi İçin Yapılan Faaliyetleri Destekler, Raporlamasında Yardımcı Olur.
Uygulama Geliştirme Ortamları
Uygulama Geliştirme Ortamlarına (Ade)’Ye Geçilmiştir. Bazı Ek Özellikler Eklenmiştir
- Programlama Dilleri Ve Derleyiciler: Önemli Hata Ayıklama Ve Program Yazma Desteği
- Arayüz Oluşturma Araçlar
- [size=medium][font=Arial, sans-serif]Ara Katman Yazılımları[/fo
|
|
|
İşlem Tablosu Programlama (1-4.Ünite) Ders Notu |
Yazar: Editör - 11.11.2017, Saat:00:45 - Forum: Yönetim Bilişim Sistemleri
- Yorum Yok
|
|
İşlem Tablosu Programlama
1.Ünite
İşlem Tablosu Programları; Matematiksel Ve Mantıksal İşlemlerin, Formüller Veya Veriler İçeren Hücreler Üzerinde, Belirli Bir Yapı İçerisinde Gerçekleştirilmesini Sağlayan Programlardır.
Tarihçe
İlk İşlem Tablosu Programı 1978 Yılında Visicalc İsmi Verilen Programdır. Bu Program Apple Iı Bilgisayarlar İçin Geliştirilmiştir. Visicalc Kendinden Sonra Gelecek İşlem Tablosu Programları İçin Temel Oluşturmuştur. Visicalc Programının Geliştirildiği Yıllarda Supercalc İsmiyle Yeni Bir İşlem Tablosu Programı Da Farklı Bir Firma Tarafından Geliştirilmiştir. Her İki Program Da 1981 Yılında Ibm Firmasının Kişisel Bilgisayarları Geliştirilmesiyle Pc’ler İçin Sürüm Yayınlamışlardır. 1983 Yılında Lotus 1-2-3 İsmi Verilen İşlem Tablosu Programı, Geliştirilen En Başarılı Programlardandır. Lotus 1-2-3 Aynı Zamanda Makroları Desteklemekteydi. Klavye Kayıtlarını Tutması Ve Bu Kayıtları Tekrar Edebilmesi Sayesinde Kullanıcıların İlgisini Çekmiş Ve Bu Da Üst Sıralarda Kalmasındaki Diğer Önemli Etkenlerden Biri Olmuştur. Bunların Yanı Sıra Lotus 1-2-3 Sınırlı Veri Tabanı Desteği Sunuyor Ve Grafik Desteği De Veriyordu. İşlem Tablosu Programlarına 1982 Yılında Microsoft Firması, Metin Tabanlı Multiplan İsimli Programı İle Girmiş Fakat Bu Program Yaygınlık Kazanamamıştır. 1985 Yılında Microsoft Firması Excel İsimli İşlem Tablosu Programını Geliştirmiştir. Macintosh Bilgisayarlar İçin Geliştirilen Bu Program Multiplan Programından Farklı Olarak Grafik Tabanlı Tasarlanmış Ve Geliştirilmiştir. Windows Bilgisayarlar İçin 1987 Yılında Piyasaya Sürmüştür. Excel Programı Bu Sürümüyle Xlm İsmindeki Makro Dilini Kullanmıştır. Windows İçin Excel 3 Sürümü 1990 Yılında Çıkarılmıştır. 1992 Yılında Excel 4 Yeni Özellik Ve Eklentilerle Çıkarılmıştır. Microsoft 1994’te Excel 5’i Piyasaya Sürmüştür. Excel 5’le Gelen En Önemli Yenilik Xlm Makro Dili Yerine Vba Dilinin Kullanılmaya Başlanmasıdır. Günümüzde Hala Vba Dili Kullanılmaktadır. Xlm Diline Göre Daha Kolay Öğrenilebilmesi Ve Kullanışlı Oluşu Excel 5’te Vba Makro Diline Geçilmesinin Temel Gerekçeleridir. 1995 Yılında Office 1995 İle Birlikte Excel 7’yi Çıkarmıştır.
Not: Excelin Güncel Sürümlerinde Vba Makro Dili Kullanılmaktadır Fakat Excel 4 Ve Öncesinde Hazırlanmış Dosyaların Da Açılabilmesi İçin Microsoft Xlm Diline Desteğini Sürdürmektedir.
1997 Yılında Office 97 Programlar Grubu İçerisinde Excel 8 Piyasaya Sürülmüştür. 2000 Yılında Office 2000 Programlar Grubu İçerisinde Excel 2000 Sürümü Çıkarılmıştır. Performans Güncellemelerinin Yanı Sıra İnternet Bağlantılarında Da Bazı Yeniliklerle Gelen Bu Sürümün Ardından Excel 2002 Piyasaya Sürülmüştür. Excel 2002’de Bozuk Dosyaları Tamir Etme Özelliği Eklenmiştir. Ayrıca Excel Programı Çalışmayı Durdurduğunda Çalışma Dosyasını Kaydedebilme Özelliği Eklenmiştir. Excel 2003 Beklentilerin Altında Yenilikle Piyasaya Sürülmüştür. Excel 2007’de Yeni Bir Ara Yüz İle Sürüm Çıkaran Microsoft Excel Çalışma Sayfasının Üst Kısmında Bulunan Menüleri Şerit Biçimindeki Kullanıcı Arayüzü İle Güncellemiştir. Excel 2010 Pivot Tabloları, Koşullu Formatlanabilmesi, Resim Dosyaları İle Çalışabilmesi, Hücre İçi Grafiklerin Kullanımı Gibi Pek Çok Yeni Özelliğinden Dolayı Çok Beğenilmiştir.
Not: Karmaşık Ve Büyük Veri Setleri İle Çalışmak Ve Analizler Yapmak Pivot Tabloları Ve Grafikler İle Daha Kolay Bir Hal Almıştır.
2013 Yılında Excel 2013 Sürümü Yayınlanmıştır. Excel 2013 Microsoft Firmasının Sürüm Numaralandırmasına Göre Excel 15 Olarak Da Adlandırılır. Günümüzde İşlem Tablosu Programları Arasında En Çok Kullanılan Ve Bilinen Microsoft Firmasının Geliştirmiş Olduğu Excel İşlem Tablosu Programıdırexcel Programının En Önemli Rakipleri Arasında Openoffice İsmiyle Piyasada Varlığını Sürdüren Açık Kaynak Kodlu Yazılım Ve Google Spreadsheets İsimli İnternet Tabanlı Yazılım Gösterilebilir.
Excel Programına Ait Temel Özellikler Listelenmiştir.
• Excel İle İleri Seviye Fonksiyonel Programlama Yapılabilmektedir.
• İleri Seviye Olmayan Bir Yazılım Bilgisiyle Bile Buton Gibi Kontrol Elemanları Sayfalara Eklenebilmektedir.
• Excel Dosyasında Vba Programlama Dili İle Yapısal Programlar Oluşturulabilmektedir.
• Excel Çalışma Kitabında Birden Fazla Form, Grafik Ve Makro Saklanabilmektedir, Böylece Tüm İşlemler Tek Dosyada Yapılabilmektedir.
• Kısayol Tanımlayabilme Özelliğiyle Sıklıkla Kullanılan Makro Ve Fonksiyonların Üst Şeritte Kısayolları Tanımlanabilmektedir.
• Vba Programlama Diliyle Farenin Sağ Tıklama Özelliğine Kısayollar Tanımlanabilmektedir.
• İç Ve Dış Kaynaklardan Veri Aktarabilme Özelliği Sayesinde Web Sayfalarından Ve Veri Tabanı Dosyaları, Yazılı Dosyalar Gibi Yerel Kaynaklardan Doğrudan Veri Alınabilmektedir.
• Pivot Tablo Kullanılarak Karışık Ve Büyük Veri Setleri Kolaylıkla Analiz Edilebilmektedir. • Excel Programı Html Dosyalar Oluşturabilmektedir.
• Vba Kullanımıyla Diğer Programlar İle De Etkileşim Sağlanabilmektedir.
İşlem Tablosu Programlama Kavramları
İşlem Tablosu Programları Satır Ve Sütunlardaki Verilerle Matematiksel Ve Mantıksal İşlemlerin Yapılabilmesini Sağlayan Programlardır. Satır Ve Sütunlar Veriler Veya Formüller İçerebilir.
Not: Excel’de Çoklu Seçme İşlemi Yapılırken Aralarında Mesafe Bulunan Hücreler Ctrl Tuşuna Basılarak, Ardışık Hücreler İse Shıft Tuşuna Basılarak Seçilir.
Çalışma Kitabı Excel’de Üzerinde Çalışılan Belgeye Verilen İsimdir. Çalışma Sayfaları Hücre İsmi Verilen Satır Ve Sütunların Kesiştiği Kutulardan Oluşur. Çalışma Sayfasında Seçili Olan Hücreye Aktif Hücre İsmi Verilir
Hızlı Erişim Araç Çubuğu
Hızlı Erişim Araç Çubuğunun Altında Şerit Bulunur. Şeritte Yapılması İstenen İşlerin Yerine Getirilebilmesini Sağlayacak Menüler, Alt Menüler, Butonlar Vb. Bulunmaktadır. Şeritte Farenin Sağ Tuşuyla Tıklayarak Şeriti Özelleştir Diyebilir Ve Özelleştirme Seçeneğiyle Şerite Yeni Sekme Ekleyebilir Ya Da Var Olan Sekmeleri Silebilirsiniz. Şeriti Özelleştirmek İçin Excel Seçenekleri Arayüzüne Dosya Menüsünden Seçenekler İ Tıklayarak Da Erişebilirsiniz.
Formül Çubuğu Şeritin Altında Yer Alır Ve Aktif Hücreye Veri Girişi İçin Kullanılabilir. Çalışma Kitabının En Alt Kısmında Durum Çubuğu Yer Alır. Durum Çubuğunda Görüntüleme Modu Ve Ölçeği Bulunur. Çalışma Sayfasında Ekran Boyutundan Kaynaklı Olarak Gösterilemeyen Hücreleri Görüntüleyebilmek İçin “Kaydırma Çubukları” Kullanılabilir Ya Da “Durum Çubuğu” Kullanılarak Çalışma Alanını Küçültülüp Büyültülebilir.
Not: Excel’de Birden Fazla Hücreye Aynı Veri Girilmek İstenirse Hücreler Ctrl Tuşuna Basılarak Seçilir, Değer Girilerek Ctrl+Enter Tuşuna Basılır.
Excel Nesneleri
Excel İşlem Tablosu Programında Nesneler Kullanılarak Uygulama Geliştirilir. Excel Programında Yüzlerce Nesne Bulunmaktadır. Excel Çalışma Kitabı Tek Başına Nesne Olduğu Gibi Çalışma Kitabındaki Bir Çalışma Sayfası Da Bu Sayfadaki Bir Hücre De Excel Nesnesidir. Bu Nesnelerin Kontrol Edilmesi Kullanıcı Tarafından Elle Yapılabilirken Vba Makro Programlama Diliyle De Yapılabilmektedir. Excelde Çalışma Sayfaları Çalışma Kitabının Sol Alt Tarafında Listelenir. İstenilen Çalışma Sayfasına Tıklanarak Sayfalar Arası Geçişler Kolaylıkla Yapılabilir. Sayfaların İsimleri Sayfanın İsmine Sağ Tıklanarak “Yeniden Adlandır” Komutu İle Veya Sayfa İsmine Çift Tıklanarak Değiştirilebilir.
Not: Excel Nesneleri Birer Sınıf Değildir. Yazılımda Sınıf (Class) Kavramı Planlamayı İfade Ederken Nesne (Object) Kavramı İse Bu Planın Uygulanmasını İfade Eder.
Çalışma Sayfasına Sağ Tıklandığında Sayfa İle İlgili Özelleştirmeler Yapılabilir. Sayfanın Yeniden Adlandırılması, Sayfa Renginin Değiştirilmesi, Sayfanın Korumaya Alınması Gibi Özellikler Bu Özelleştirmeler Arasındadır. Ayrıca Aynı Menüden Sayfanın Silinmesi İşlemi De Yapılabilir.
Excel 97-2003 Sürümlerinde 65.536 Satır Ve 256 Sütun Bulunurken Sonraki Sürümlerde Bu Sayılar Oldukça Arttırılarak 16.384 Sütun Ve 1.048.576 Satır Olarak Belirlenmiştir. Excel 97-2003 Sürümlerinde .Xls Olan Dosya Uzantısı Da .Xlsx Ve .Xlsm Olarak Değiştirilmiştir. Fakat Excel ‘İn Sonradan Çıkarılan Sürümleri .Xls Uzantılı Dosyaları Da Açabilmektedir.
Çalışma Sayfasından Bir Satırı Veya Sütunu Silmek İçin İlgili Satır Başlığına Veya Sütun Başlığına Sağ Tıklanarak “Sil” Demek Yeterlidir. Aynı Şekilde Bir Satırı Veya Sütunu Sağ Tıklayarak Kesip Taşıyabilir Ya Da Kopyalayıp Yapıştırabilirsiniz.
Hücreleri İçerikleri Bakımından Sınıflandırmak Gerekirse Aşağıdaki Gibi Bir Sınıflandırma Yapılabilir.
• Sayısal Bir Değer İçeren Hücreler: Rakamlarla İfade Edilen Her Türlü Veriyi İçerebilen Hücrelerdir. Örneğin Doğal Sayılar, Rasyonel Sayılar, Tarihler, Saat Gibi Veriler Bu Hücrelerde Bulunur.
• Metin İçeren Hücreler: Bu Hücreler İçerisinde Sözel Veriler Taşırlar, Sütunlara Verilen İsimlendirmeler, Kişi Adları, Hatırlatma Notları Vb. Veriler Metin İçeren Hücrelerin İçeriğini Oluşturur.
• Formül İçeren Hücreler: Bu Hücrelerdeki Formüller Diğer Hücrelere Verilen Referansları İçerir. Formül İçerikli Bir Hücre Diğer Formül İçeren Hücrelere De Referans Olarak Verilebilir. Bu Hücrelerdeki Formüller İle Hesaplanan Sonuçlar Aynı Zamanda Excel Çıktısı Olarak Da Verilebilir.
• Mantıksal Doğru Veya Yanlış İçeren Hücreler: Mantıksal Koşullu Karşılaştırma Yapmak İçin Mantıksal Sınama Değerlerini İçeren Hücrelerdir. Bu Hücrelerdeki Değerler Formül İçeren Hücrelere Referans Olarak Verilebilir.
Not: Excelde Hücreye Sağ Tıklayarak Açılan Menüden “Hücreleri Biçimlendir” Komutu İle Hücrelerin İçerikleri Bakımından Sınıflandırması Yapılabilir.
Hücre Adresleme Modları
Hücreler A1 Stili, R1c1 Stili Ya Da Özel İsimlendirmeyle Adreslenebilir. Aktif Hücre Referansına Bakılarak Adresleme Modu Anlaşılabilir.
A1 Stili
Çalışma Sayfasındaki Hücreler Satır Ve Sütunların Kesişim Yerlerindeki Kutucuklardır. A1 Stili Adreslemede De Bu Bilgi Doğrudan Kullanılarak Sütun İsmi Ve Satır İsmi Birleştirilerek Hücrenin İsmi Oluşur.
R1c1 Stili
R Harfi Satır (Row) C Harfi Sütun (Column) İçin Kullanılır. R Harfinden Sonra Satır Numarası C Harfinden Sonra İse Sütun Numarası Yazılır. Örneğin 5 Numaralı Sütun 26 Numaralı Satırın Kesişim Yerindeki Hücre İçin R5c26 Olarak Adresleme Tanımlaması Yapılır.
Özel İsimli Adresleme
Excelde Herhangi Bir Hücreye Özel İsim Verilebilmektedir. Hücrelere Özel İsim Tanımlayabilmek İçin Hücreye Sağ Tıklanarak “Ad Tanımla” Komutu Verilir.
Stiller Arası Geçiş Yapmak İçin Dosya Menüsünden Seçenekler Penceresine Tıklanarak Açılır Ve Bu Penceredeki Formüller Sekmesinden Stiller Arası Geçiş Yapılabilir.
Fonksiyonlar
Fonksiyon Ya Da Formüller İşlem Tablolarında Sıklıkla Kullanılırlar. Excel’deki Her Fonksiyon “=”(Eşittir) İle Başlar, Aksi Halde Excel Fonksiyonu Hücre İçeriğini Düz Metin Olarak Algılar.
Formüller; Rakamlar Gibi Sabit Değerler, Diğer Hücrelere Verilmiş Referanslar, Başka Formüller Ve “+, -, /, *” Gibi Operatörleri İçerebilir. Excel’de Fonksiyonlar Oluşturulurken Matematiksel Ve Mantıksal Operatörler Kullanılmaktadır.
Bunlarla Beraber İki Nokta “:”, Noktalı Virgül “;”, Virgül “,” Gibi Operatörlerde Kullanılmaktadır. Mantıksal Operatörler Büyüktür “>”, Küçüktür “<”, Büyük Eşittir “>=”, Küçük Eşittir “<=”, Eşit Değildir “<>” Gibi Operatörlerdir. Hücre Adresleri Arasına İki Nokta “:” Gelirse Yazılan Adreslerle Beraber Bu Hücreler Arasında Kalan Diğer Hücreleri De Formüle Dahil Eder Noktalı Virgül “;” Operatörü İse Sadece Yazılı Olan Hücreleri Kabul Eder. Örneğin; =A1;C1 İşlemi A1+B1+C1 Anlamına Gelirken =A1;C1 Formülü A1+C1 Anlamına Gelir. Formülde Birden Fazla Hücre Dizisi Kullanmak Gerektiğinde Hem “:” Hem De “;” Kullanılabilir. Örneğin =Topla(A1:A3;A6:A9) Formülü A1 Ve A3 Aralığındaki Tüm Hücrelerin Toplamı İle A6 Ve A9 Aralığındaki Hücrelerin Toplamını Toplayarak Sonuç Üretir.
Excel’de Pek Çok Fonksiyon Ön Tanımlı Olarak Gelir. Excel’de Pek Çok Fonksiyon Ön Tanımlı Olarak Gelir. Kullanıcı İsterse Bu Fonksiyonları Kendi De Oluşturabilir. Topla, Ortalama, Çarpım Gibi Fonksiyonlar Kullanıcı Tarafından Kolaylıkla Oluşturulabilecek Fonksiyonlardandır Fakat Excel’deki Ön Tanımlı Fonksiyonların Büyük Çoğunluğu Karmaşık Formüller İçerir Ve Kullanıcı Tarafından Oluşturulması Oldukça Zordur.
Excel Programında Formüller Çalıştırılırken Standart Olarak Bağımlılık Sırasına Göre Ve Otomatik Olarak Çalıştırılır. Üç Farklı Mod Seçeneği Bulunmaktadır. Bunlar; Otomatik, Veri Tabloları Dışında Otomatik Ve El İle Modlarıdır. Hesaplama Modu “El İle” Ayarındaysa Kullanıcı Formüllerin Çalışma Sürecini Kendi Kontrol Eder. Hesaplama Modu Çalışma Sayfası Ya Da Çalışma Kitabıyla İlişkili Olmayıp Doğrudan Excel Programı İle İlişkilidir. Hesaplama Modundaki Değişiklik O Anda Açık Tüm Çalışma Kitapları İçin Geçerli Olur. Excel Varsayılan Olarak Çalışma Modunu “Otomatik” Olarak Günceller.
Not: Excel İşlemleri Bağımlılık Sırasına Göre Yapılır. Örneğin A3 Hücresinde A2 Hücresine, A2 Hücresinde A1 Hücresine Referans Verilmişse Önce A1 Hücresi Sonra A2 Hücresi Ve Son Olarak Da A3 Hücresi Hesaplanır.
Not: Excel Karmaşık Ve Uzun Süren Hesaplamaları Yaparken Başka İşlem Daha Yapması Gerektiğinde Hesaplamalara Ara Vererek Önce Diğer İşlemi Yapar Sonra Hesaplamalara Kaldığı Yerden Devam Eder.
Excelde Referans Modları
İşlem Tablosu Programlarında Formüllerde Diğer Hücrelerin İçerikleri Kullanılabilir. Formüller Kullanılırken Referans Verilen Hücreye Bağımlı Çalışır. Excel’de Kullanılan Referans Modları A1 Stiline Göre Aşağıdaki Gibidir:
Göreli Referans: Göreli Referansta Formül Yazılan Hücre İle Referans Verilen Hücreler Arasında Bağıl İlişki Söz Konusudur, Yani Formül Bulunan Hücre İle Referans Verilen Hücre Arasındaki Hücre Sayısı Değişmeden Formül Kopyalanır. Aradaki Hücre Sayısının Değişmemesini Excelin Kendisi Otomatik Olarak Sağlar. Örneğin; A1 Hücresi İle A2 Hücresindeki Değerlerin Toplamını Verecek Fonksiyon A3 Hücresinde = A1+A2 Şeklinde Oluşturulmuş Olsun. Eğer A3 Hücresindeki Formül Kopyalanıp A6 Hücresine Yapıştırılırsa A6 Hücresindeki Formülün Açık Hali =A4+A5 Şeklinde Olur.
Mutlak Referans: Oluşturulan Formüller Başka Hücrelere Kopyalansa Bile Formüldeki Hücre Adreslerinin Değişmeden Aktarıldığı Referanslama Şeklidir. Referanslama Yapılırken Satır Ve Sütun Adreslerinin Başına $ İşareti Konularak Adresleme Yapılır. Bu Şekilde Formül Kopyalansa Bile Referans Verilen Hücre Adresi Değişmez. Örneğin A1 Ve A2 Hücrelerindeki Değerlerin Toplamını A3 Hücresine =$A$1+$A$2 Şeklinde Bir Formülle Yazdırılıyorken A3 Hücresinde Tanımlanmış Bu Formül A6 Hücresine Kopyalanıp Yapıştırılırsa A6 Hücresindeki Formül Yine =$A$1+$A$2 Şeklinde Olacaktır.
Satır Mutlak Referans: Mutlak Referansta Hem Satır Hem Sütun İçin Göreli Olma Durumu Engellenmekteydi. Satır Mutlakta İse Bir Hücredeki Formül Kopyalanıp Başka Bir Hücreye Yapıştırıldığında Sadece Satır Numarası Aynı Kalırken Sütun Numarası Göreli Olarak Değişmektedir. Örneğin A1 Ve A2 Hücrelerindeki Değerlerin Toplamını A3 Hücresine =A$1+A$2 Şeklinde Bir Formülle Yazdırılıyorken A3 Hücresinde Tanımlanmış Bu Formül B6 Hücresine Kopyalanıp Yapıştırılırsa B6 Hücresindeki Formül =B$1+B$2 Şeklinde Olacaktır.
Sütun Mutlak Referans: Satır Mutlak Referanslama İle Benzer Şekilde İşlem Yapılır Fakat Satır Mutlaktan Farklı Olarak, İsminden De Anlaşılacağı Üzere Bir Hücredeki Formül Kopyalanıp Başka Bir Hücreye Yapıştırıldığında Sadece Sütun Numarası Aynı Kalırken Satır Numarası Göreli Olarak Değişir. Örneğin A1 Ve A2 Hücrelerindeki Değerlerin Toplamını A3 Hücresine =$A1+$A2 Şeklinde Bir Formülle Yazdırılıyorken A3 Hücresinde Tanımlanmış Bu Formül B6 Hücresine Kopyalanıp Yapıştırılırsa B6 Hücresindeki Formül =$A4+$A5 Şeklinde Olacaktır.
R1c1 Stilinde Göreli Referans Verilmek İstenirse Satır Ve Sütun İçin Ayrı Ayrı Görelilik Tanımlanabilmektedir. R1c1 Stilinde Göreli Tanımlaması Köşeli Parantez “[ ]” İle Sağlanır. Örneğin R[3]C[5] İfadesinde 3 Satır Aşağı Ve 5 Sütun Sağdaki Hücreye Referans Verilmiş Olur. Yukarı Yönlü Veya Sola Yönlü Referanslama İçin Eksi “-” İşareti Kullanılır. Örneğin R[-3]C[-5] İfadesinde 3 Satır Yukarıda Ve 5 Sütun Soldaki Hücreye Referans Verilmiş Olur.
Aynı Çalışma Kitabındaki Farklı Çalışma Sayfalarındaki Ve Farklı Çalışma Kitaplarındaki Çalışma Sayfalarında Yer Alan Hücrelere De Referans Verilebilir. Aynı Çalışma Kitabındaki Farklı Bir Çalışma Sayfasına Referans Ünlem İşareti “!” İle Sağlanır. A1 Hücresine =Sayfa2!A1 Şeklinde Bir Kullanımla, Kitap2 İsimli Farklı Bir Çalışma Kitabının Sayfa1 İsimli Sayfasındaki A1 Hücresine İse =[Kitap2.Xlsx]Sayfa1!A1 Şeklinde Bir Kullanımla Erişilebilir.
Excelde Özel İsimlendirme
Özel İsimlendirme Kullanılarak Aylık Gelir Giderler Arasındaki Farkın Hesaplanacağı Bir Senaryoda A1 Hücresinden A4 Hücresine Kadar Aylık Gelirler, B1 Hücresinden B8 Hücresine Kadar Da Aylık Giderlerin Yazılı Olduğunu Varsayalım. Standart Kullanımda =Topla(A1:A4)-Topla(B1:B8) Yazılması Gerekirdi. Gelirlerin Yer Aldığı Hücre Dizisi Aylikgelirler Ve Giderlerin Olduğu Hücre Dizisi De Aylikgiderler Olarak İsimlendirilse Formül =Topla(Aylikgelirler)-Topla(Aylikgiderler) Olarak Oluşturulur.
Formül Denetleme
Formülleri Göster, Çalışma Sayfasındaki Tüm Formülleri Göstermek İçin Kullanılır. Hata Denetimi Yapılarak Çalışma Sayfasındaki Tüm Hatalı Formüller Tespit Edilir. Excel’de Formül Çalıştırılınca Hücrenin Değerinin Ne Olacağını Görebilmek İçin Formülü Değerlendir Kullanılır. Bir Veya Birden Fazla Hücrenin Değerinin Ne Olduğunu Görebilmek İçin Gözcü Penceresi Kullanılabilir.
Excel Programında Sıklıkla Alınan Hata Kodlarının Bir Kısmı Aşağıda Verilmiştir:
#Sayı/0! Boş Bir Hücre İçeriğine Bölme Yapılmaya Çalışılması Veya Sayının Sıfıra Bölünmeye Çalışılması Durumunda Alınır.
#Yok Aranan Değerin Bulunamadığı Durumlarda Alınır.
#Boş! Excelde Kesişmeyen İki Alanın Kesişim Sonucu İstendiği Zaman Bu Hata Alınır.
#Ad? Hatalı Formül Tanımlarından Bu Hata Kodu Alınır. Örneğin =Topla(A1:A5) Yerine =Toplamı(A1:A5) Formülü Yazılırsa Excel Bu Hata Kodunu Oluşturur.
#Sayı! Matematiksel İfadeler Ve Bunların Sonucunda Mantıksal Hatalar Oluşursa Bu Hata Kodu Oluşturulur. Negatif Parametre Almayan =Karekök Fonksiyonu İçerisine Negatif Bir Sayı Alırsa Bu Hata Oluşur.
#Başv! Formülde Kullanılan Bir Hücreye Ulaşılamaması Durumunda Bu Hata Alınır. Sıklıkla Göreli Referans Verilen Hücrelerin Kopyalanıp Yapıştırılması Sonucu Bu Hata Alınır. Örneğin; =Topla(A1:A5) Formülü D1 Hücresinden C1 Hücresine Kopyalanırsa A1 Den Önceki Hücreye Referans Verilmiş Olacağından Excel Formülde Doğru Tanımlanmamış Hücre Olduğunu Bildirmek İçin
#Başv! Hata Kodunu Oluşturur.
#Değer! Formülün Yapısına Uymayacak Şekilde Farklı Türdeki Verilerin Olduğunu İfade Eder. Örneğin İki Metin Ya Da Bir Sayı Bir Metin Toplanmaya Çalışılırsa Bu Hata Kodu Oluşur.
Ön Tanımlı Fonksiyonlar
Excel En Basitinden En Karmaşığına Kadar Pek Çok Formülü Önceden Oluşturmuş Ve Kullanıcılara Sunmuştur. Bu Formüller Çok Fazla Olduğundan Birden Fazla Kategoride Toplanmışlardır. Kullanıcı Kategori Seçerek İstediği Formülü Kullanabilir. Bunlar Matematiksel, Mühendislik, Tarih-Saat Gibi Kategorilerdir. Bu Fonksiyonların Genel Kullanımı =Fonksıyon (Parametre1,Parametre2, ...) Şeklindedir. Excel Programında Ön Tanımlı Fonksiyonlara Erişmek İçin Fx Butonu Kullanılabilir.
Matematik Ve Trigonometri
Topla Fonksiyonu İki Veya Daha Fazla Hücredeki Sayıların Toplamını Bulmak İçin Kullanılır.
Çarpım Fonksiyonu İki Veya Daha Fazla Hücredeki Sayıların Çarpımı Bulmak İçin Kullanılır.
Ortalama Fonksiyonu İki Veya Daha Fazla Hücredeki Sayıların Aritmetik Ortalamasını Bulmak İçin Kullanılır.
Mak Ve Min Fonksiyonları Hücre Dizisi Veya Seçili Hücrelerdeki En Büyük Ve En Küçük Değerleri Bulmak İçin Kullanılır.
Yuvarla Fonksiyonu Girdi Olarak Hücre Değerine İlaveten Ondalık Sayısını Alır. Girilen Ondalık Basamak Sayısına Göre Verilen Sayıyı Yuvarlar.
Tamsayı Fonksiyonu Verilen Değeri En Yakın Alt Tam Sayıya Yuvarlar. Obeb Ve Okek Fonksiyonları Girilen Sayıların Ortak Bölenlerinin En Büyüğünü Ve Ortak Katlarının En Küçüğünü Veren Fonksiyonlardır.
Karekök Fonksiyonu Girilen Sayının Karekökünü Verir. Seçilen Fonksiyonun Nasıl Kullanılacağı Bilgisi İşlev Ekle Arayüzünde Kısaca Anlatılmaktadır.Kuvvet Fonksiyonu Girdi Olarak Üs Değeri Alır Ve Girdi Olarak Verilen Değerin Üs Değerini Hesaplar. Mutlak Fonksiyonu Bir Sayının Mutlak Değerini Verir.
Mantıksal
Excelde Mantıksal İşlemler İçin Kullanılan Fonksiyonlar Mantıksal Kategorisinde Toplanmışlardır. Eğer Fonksiyonu Excel’de Çok Sık Kullanılan Mantıksal Operasyondur. Kullanım Mantığı Eğer Şu İfade Doğruysa Bu Sonucu Döndür Değilse Şu Sonucu Döndür Şeklindedir. Excel’de Yazımı Eğer(Koşul, Doğruysa Üretilecek Sonuç, Yanlışsa Üretilecek Sonuç) Örneğin Eğer (A1>=0; Pozitif;Negatif) Kullanımının Tanımlı Olduğu Hücreye Eğer A1 Hücresindeki Değer Sıfırdan Büyük İse Pozitif Değilse Negatif Değeri Yazılacaktır. Doğru Ve Yanlış Fonksiyonları Mantıksal Doğru Veya Mantıksal Yanlış Sonuçlarını Döndürür. Birden Fazla Sınamada Ve Kullanımı Sınanan Tüm Değerler Doğru İse Doğru En Az Biri Yanlış İse Yanlış Değerini Döndürür. Yada Kullanımı İse Yapılan Sınamalardan En Az Biri Doğru İse Doğru, Hiç Doğru Yok İse Yanlış Sonucunu Döndürür.
Not: Eğer Fonksiyonu Mantıksal Sınama Yapar Ve Bu Sınamayı Yaparken (<, >, <=, >=, =, <> ) Operatörlerinden Birini Kullanabilir.
Metin
Metinlerle Çalışılırken Kullanılacak Fonksiyonlar Bu Kategoride Toplanmıştır. Sıklıkla Kullanılan Fonksiyonlar; Verilen Metnin Tamamını Büyük Harflere Dönüştüren Büyükharf, Verilen Metni Küçük Harflere Dönüştüren Küçükharf Fonksiyonları, Girilen Değeri Metin Haline Dönüştüren Metneçevir Fonksiyonu Ve Birden Fazla Metni Tek Metin Haline Getiren Birleştir Fonksiyonudur. Birleştir Fonksiyonu Noktalı Virgüllerle Ayrılmış Metinleri Girdi Olarak Alarak Onları Birleştirir.
Tarih Ve Saat
Tarih Fonksiyonu Yıl, Ay Ve Gün Girdilerini Alarak Tarih Sonucunu Üretir. Otomatik Olarak Tarih Düzeltmesini Yapar. Örneğin =Tarih(2017,08,40) Değeri Girildiğinde Fonksiyon Otomatik Olarak Gün Parametresindeki 40 Değerini Ağustos Ayı 30 Gün Olduğu İçin Bir Sonraki Aya İlave Ederek 10 Eylül 2017 Tarihini Döndürür.
Günsay Fonksiyonu İki Tarihi Girdi Olarak Alır. Tarihler Tarih Fonksiyonunu Kullanılarak Da Parametre Olarak Verilebilir. Günsay Fonksiyonu İle Başlangıç Ve Bitiş Tarihi Arasındaki Toplam Gün Sayısına Ulaşılır.
Zamansayısı Fonksiyonu Saat Değerini Girdi Olarak Alarak Excelin O Saat İçin Kullandığı Sayıyı Çıktı Olarak Verir. Örneğin Türkçe 13:36:26 İçin =Zamansayısı(“13:36:26”) Fonksiyonu Türkçe 0,566967593 Değerini Döndürür.
Tarıhsayısı Fonksiyonu Tarih Değerini Alarak Excel Programında Tarih Yerine Kullanılan Sayıyı Çıktı Olarak Verir. Örneğin, 13 Mayıs 2016 Tarihi =Tarıhsayısı(“2016/05/13”) Şeklinde Tanımlandığında Çıktı Olarak 42503 Değerini Verir.
Saat, Dakika, Saniye Fonksiyonları Girdi Olarak Zaman Metnini Veya Excel Programının Ürettiği Zaman Sayısını Alır Ve Saat, Dakika Ve Saniyeyi Geri Döndürürler.
Gün, Ay, Yıl Fonksiyonları Girdi Olarak Tarih Metnini Veya Excel Programının Ürettiği Tarih Sayısını Alır Ve Gün, Ay Ve Yılı Geri Döndürürler.
Bugün Fonksiyonu Girdi Almaz Ve İçinde Bulunulan Günün Tarih Bilgisini Çıktı Olarak Verir.
Şimdi Fonksiyonu Girdi Almaz Ve İçinde Bulunulan Tarihi Ve Saati Çıktı Olarak Verir.
Finansal
Finansal Hesaplamalarda Kullanılan Fonksiyonlar Bu Kategoride Toplanmıştır. Örneğin Faiz_Oranı Fonksiyonu Finansal Kategorisinde Bulunan Bir Fonksiyondur Ve Kullanımı =Faiz_Oranı(Dönemsayısı; Devreselödeme; Bd; Gd; Tür; Tahmin) Şeklindedir.
İşlem Tablosu Programlama
2.Ünite
İşlem Tablosu Programlarında İşlemler Genel Olarak Bir Kez Yapılır Fakat Bazı Durumlarda Aynı İşlemin Birden Fazla Tekrarlanması Gerekebilir. Tekrarlanması Gereken İşlem Tek Bir İşlem Olabileceği Gibi Birbirini Takip Eden İşlemler Bütünü De Olabilir. İşlemleri Bir Kez Yaptıktan Sonra Yapılan İşlemleri Kaydedip Her Ay Bu Kaydı Çalıştırmak Daha Kolay Olacak Ve Daha Az Hata İle İşlemlerin Bitirilmesini Sağlayacaktır. Bahsedilen Kaydın Alınması Ve Tekrar Tekrar Çalıştırılabilmesini Makrolar Sağlamaktadır.
Makrolar Bir Fonksiyon Ya Da Formül Değildir. Önceden Kaydedilmiş İşlemleri İstenildiği Zaman Tekrar Eden Komut Setleridir.
Makrolar Hem Basit İşlemler İçin Hem De Karmaşık İşlem Setleri İçin Pek Çok Avantaj Sağlar. Bu Avantajları Aşağıdaki Şekilde Sıralamak Mümkündür:
1- Makro Kullanımı İle Her Seferinde Tekrar Tekrar Çalıştırılan Programlarda Kullanıcı Kaynaklı Hata Olmasının Önüne Geçilir. Makro Kullanılmadığı Durumlarda Kullanıcılar Yanlış Hücre Seçimleri, Yanlış Formül Kullanımı Gibi Birtakım Hatalar Yapabilmektedir. Özellikle Karmaşık İşlem Setlerinin Tekrarlanmasında Kullanıcının Dikkatinden Kaçan Hatalar Olabilmektedir. Kurallara Uygun Hazırlanmış Bir Makro Hatasız Çalışacaktır.
2- Makrolar Zamandan Kazanç Sağlarlar. Kullanıcının İşlem Setlerini Her Seferinde Aynı Dikkatle Yapabilmesi İçin Uzun Süreler Harcaması Gerekir. Makro Kullanımında Sadece Makro İlk Oluşturulurken Süre Harcanır. Harcanan Süre İşlem Süresinden Çok Az Daha Fazladır. Sonrasında Makro Çalıştırılırken İşlemlerin Yapılma Süresinden Tasarruf Edilmiş Olur. Ayrıca Uzun Zamanlar Alabilecek Kopyala Yapıştır Gibi İşlemler De Otomatik Olarak Yapılacağından İşlerin Bitme Süresi Oldukça Kısalacaktır.
3- Makrolar Çalıştırıldığında Öngörülür Sonuçlar Verirler, Çünkü Her Makronun Hangi İşlemleri Yapacağı Önceden Belirlenmiştir Ve Makro Oluşturulurken, Makro Kaydedilmesi İçin En Az Bir Kez Çalıştırılmıştır.
4- Makrolar Taşınabilirler, Bu Nedenle Çalışma Kitabından Bağımsız Olarak Bir Kere Yazıldıktan Sonra Diğer Çalışma Kitaplarında Da Kullanılabilirler. Makroların Gelişip Yaygınlaşmasındaki En Önemli Etkenlerden Biri Bu Özelliği Olmuştur. Bir Kez Hazırlanan Makro Farklı Çalışma Kitaplarında Kullanılabildiğinden Benzer İşleri Yapan Farklı Kurumlarda Bile Aynı Makrolar Çalıştırılabilmektedir.
5- Makrolar İleri Seviye Programlama Bilgisi Gerektirmez. Genellikle Makro Yazabilmek İçin Giriş Seviyesinde Programlama Bilgisi Yeterli Olmaktadır. Excel Programında Yeterli Tecrübesi Olmayan Kullanıcılar Bile Makro Oluşturabilirler. Tabi Gelişmiş Makro Yazımları İçin İleri Seviye Programlama Bilgisi Gerekmektedir.
Makroların Dezavantajları Listelenmiştir:
1- Makroların Çalıştırılması Kayıtlı İşlemlerin Tekrar Edilmesi Demektir. Bu Nedenle Makrolar Oluşturulurken Yapılan Bir Hata Makronun Her Çalıştırılmasında Tekrar Edecektir. Mantıksal Bir Tutarsızlık, Hatalı Seçilmiş Bir Hücre, Göreli Referanslarla Çalışma Gibi Basit Hatalar Bile Makrolarda Çok Büyük Olumsuz Sonuçlar Olarak Geri Dönebilmektedir. Özellikle Makrolar Taşınabildiğinden Taşındığı Ve Çalıştığı Her Çalışma Kitabında Aynı Hata Tekrarlanacaktır.
2- Makrolar Değişen Sürümlerde Doğru Çalışmayabilir. Özellikle Vba Makro Programlama Diliyle Oluşturulan Makrolar Güncellenen Sürümlerde Hiç Çalışmayabilir Ya Da Eksik Veya Hatalı Çalışabilir. Vba Dili Excel Tarafından Desteklenen Bir Dil Olmakla Beraber Excel Programı Güncel Sürümlerinde Vba Dilinin Bazı Sürümlerini Desteklemeyi Bırakabilmektedir. Bu Nedenle Makrolar Taşınırken Ya Da Kopyalanırken Sürümlerin Aynı Olmasına Veya Kopyalandığı Sürümde Çalışıp Çalışmadığına Bakılması Gerekmektedir.
Makrolar Şerit Üzerindeki Görünüm Menüsünde Bulunurlar. Bu Menü Aracılığıyla Makro Kaydetme, Makro Çalıştırma, Makrolarda Düzenleme Yapma Gibi İşlemler Yapılabilir.
Genel Bilgiler
İlk Makro Oluşturma İşlemi Lotus 1-2-3 Programı İle Başlamış Ve Günümüzde Kullanılan Makrolara Kıyasla Oldukça Basit Makrolar Oluşturulabilmiştir. Microsoft Firması Excel Programında Makro Kullanımına Xlm Makrolarıyla Başlamıştır. Xlm Makroları Kullanımı Zor Olmasına Rağmen Oldukça Güçlüdür. Daha Kolay Makro Oluşturabilecek Vba Dilini Excel İn Sonraki Sürümlerinde Kullanmaya Başlamıştır.
Not: Microsoft Excelin Yeni Sürümlerinde Xlm Makrolar Oluşturulamaz, Bunun İçin Vba Makro Dili Kullanılır Fakat Excel Programının Yeni Sürümleri Xlm İle Oluşturulmuş Makroları Çalıştırabilir.
Excelde Her İki Yöntem De Kullanılarak Hem Makro Kaydedici Hem De Vba Dili Kullanılarak Makrolar Hazırlanabilir. Makro Kaydedici İle Kodlanması Uzun Sürecek İşlemler Kaydedildikten Sonra Oluşan Vba Dilindeki Koda Vba Editörü İle Müdahale Edilerek Gerekli Eklemeler Ve Düzeltmeler Yapılabilir.
Makro İşlemleri
Makro Kaydedici İle Karmaşık Makroların Oluşturulması Çok Zordur Ve Kullanıcı Diyalog Kutusu Oluşturma Gibi İşlemlerin Yapılması İse Mümkün Değildir. Makro Kaydedici Karmaşık Makrolarda Küçük Bölümler İçin Kullanılabilir. Makro Kaydedici Vba Dili İle Kodlama Oluşturduğu İçin Karmaşık Sorguları Bölümleyip Küçük Bölümleri Makro Kaydedici İle Oluşturarak Daha Hızlı Kodlama Yapılabilir.
Not: Makro Kaydedici Kullanıcının Yaptığı Her Hareketi Kaydetmez. Sadece İşlem İçeren Hareketler Kaydedilir. Örneğin Bir Hücrenin İçeriğinin Değiştirilmesi Kaydedilirken Menüler Arası Gezinme Veya Bekleme Kaydedilmez.
Makro Kaydetme
Excelde Görünüm Menüsü Altında Makrolar Alt Menüsü Bulunmaktadır. Bu Menüden Makro Kaydet E Tıklanarak Yeni Bir Makro Kaydı Başlatılabilir.
Not: Makro Kaydedici Fonksiyon Tanımlamaları İçeren Function Oluşturamayıp Sub Prosedürleri Oluşturur. Sub Prosedürleri Dışarıdan Parametre Almazlar, Tanımlı Komut Setlerini Çağrıldıkları Yere Yansıtırlar. Function’lar İse Parametre Alıp Bu Değeri İşleyerek Sonuç Döndürebilirler.
Makro İsimlendirmesi Yapılırken Boşluk Karakteri Kullanılamaz. Birden Fazla Kelime Kullanılacaksa Bu Kelimeler Bitişik Yazılmalı Veya Aralarına Alt Çizgi “_” Gibi Karakterler Konulmalıdır. Makrolarda Benzer İsimler Ya Da Yanlış İsimlendirmeler Hatalı Kullanımlara Sebep Olabilir. Bu Nedenle Makro İsimlendirmesi Yapılırken Verilen İsmin Makroyu Tanımlar Şekilde Olmasına Dikkat Edilmelidir. Makrolar Oluşturulurken Kısayol Tuşu Tanımlaması İstenmektedir Ama Kısayol Tuşu Zorunlu Alan Değildir. Eğer Kısayol Tuşu Tanımlanırsa Excelde Çalışırken Ctrl Tuşu İle Birlikte Tanımlanan Kısayol Tuşuna Basıldığında Kaydedilen Makro Çalıştırılır.
Makro Kaydedilirken Sorulan Sorulardan Biride Makronun Nereye Kaydedileceğidir. Excel Makro Saklama Yeri Olarak Kullanıcıya Üç Seçenek Sunmaktadır. Bunlar:
-Bu Çalışma Kitabı
-Yeni Çalışma Kitabı
-Kişisel Makro Çalışma Kitabı
Not: Excel, Makroların Çalışabilmesi İçin Ön Koşul Olarak Makronun Tanımlı Olduğu Çalışma Kitabının Açık Olmasını İster. Kişisel Makro Çalışma Kitapları Bu Amaçla Oluşturulmuştur. Excel Açıldığında İlk Olarak Açılan Çalışma Kitabı Kişisel Makro Çalışma Kitabıdır. Bu Çalışma Kitabı Excel İlk Kurulduğu Zaman Değil Bu Çalışma Kitabına İlk Makro Kaydedileceği Zaman Otomatik Olarak Oluşturulur. Bu Çalışma Kitabı Sürekli Açık Olacağından Tüm Çalışma Kitapları Bu Çalışma Kitabındaki Makroları Kullanabilir.
Makroların Çalıştırılması
Makrolar Çalışmak İçin Kayıtlı Oldukları Çalışma Kitabının Açık Olmasına İhtiyaç Duyarlar. Farklı Bir Çalışma Kitabındaki Makro Kullanılmak İstenirse Öncelikle O Çalışma Kitabının Açılması Gerekir. Çalıştırılabilecek Makrolar Görünüm Menüsündeki Makrolar Sekmesi Altında Makroları Görüntüle Tuşuna Basılarak Listelenebilirler. Açılan Diyalog Kutusundan Çalıştırılacak Makro Seçildikten Sonra Çalıştır Tuşuna Basıldığında Makro Çalışmaya Başlar. Makro Çalışırken İçerisine Kaydedilmiş Komutları Sırası İle Tekrarlar. Makro Çalıştırmak İçin Tanımlı Bir Kısayol Tuşu Varsa Bu Kısayol Tuşu Kullanılarak Da Makro Çalıştırılabilir. Fakat Bu Kısayol Tuşu Sadece Makronun Çalışabileceği Çalışma Kitabı Açıksa Aktif Olur, Çalışma Kitabı Dışında Bu Kısayol Tuşu Makroyu Çalıştıramaz.
Makrolar İçin Hızlı Erişim Butonları Tanımlama
Şerit Özelleştirilerek Makrolara Şeritte Hızlı Erişim Butonları Tanımlanabilir.
Makroların İncelenmesi Ve Hata Ayıklanması
Excel Programında Alt+F11 Tuş Kombinasyonu Vba Editörünün Kısayol Tuş Kombinasyonudur.
Referans Modu
Çalışma Kitabı Açıldığında Otomatik Olarak Çalışacak Makroların Oluşturulması
Auto_Open İsmi Makroya Verilirse O Makro Çalışma Kitabı İlk Açıldığında Çalışacaktır.
Makroların Gizlenmesi
Makronun Vba Kodunun Başında Sub Macroadı() İfadesi Yer Alır. Bu Satırda Sub Kelimesinin Önüne Private Yazıldığında, Private Sub Macroadı() Şeklinde Satır Güncellendiğinde Makro Gizlenmiş Olur.
Excel Dosya Çeşitleri
Kullanıcılar Genelde .Xlsx Uzantılı Excel Dosyaları İle Çalışırlar. .Xlsx Uzantılı Dosyalarda Makrolar Kaydedilemezler. Excel Şablon Dosyaları Da Makrolarla Çalışma Konusunda Ayrılmışlardır. .Xltx Uzantılı Dosyalar Makro Kaydedemeyen Excel Şablon Dosyalarıdır. Makro Çalıştırabilen Excel Şablon Dosyaları .Xltm Uzantılı Dosyalardır. Bu Dosyalar .Xltx Uzantılı Dosyalara İlaveten Makro Oluşturup Kaydedebilme Özelliğine Sahiptirler. Kişisel Makro Çalışma Kitapları İkili Değer (Binary) Formatında Oluşturulan Dosyalardır. .Xlsb Uzantılı Olan Bu Binary Dosyalarda Makro Çalıştırmak Ve Kaydetmek Mümkündür.
İşlem Tablosu Programlama
3.Ünite
Ms Excel, Makroların Kullanımını Vba (Microsoft Visual Basic For Applications – Uygulamalar İçin Microsoft Visual Basic) Adı Verilen Özellik Sayesinde Mümkün Kılar. Bu Programlama Ortamı, Vbe (Visual Basic Editor – Visual Basic Metin Düzenleyicisi) Adı Verilen Bir Pencere Tarafından Sağlanır Ve Otomatik Olarak Yapılması Gereken İşlemler Vbe Ortamında Vb Dili Kullanılarak Kodlanır. Vba İle Çalışmadan Önce, Vba’ya Ulaşmayı Sağlayan Geliştirici Sekmesinin Aktif Hâle Getirilmesi İçin Gerekli İşlemleri İncelenecektir. Geliştirici Sekmesi, Butonlar Vasıtasıyla Çalıştırılacak Birçok Farklı Özellik Sunar. Bu Özellikleri Kısaca Tanıdıktan Sonra, Vba Kullanımına Yönelik Ekranlar Bütününe Geçiş Yapılacaktır.
Geliştirici Sekmesi
Geliştirici Sekmesi, Makroları Yaratabilmek Ve Programlama Ortamına Geçiş Yapabilmek İçin Ms Excel İle Birlikte Gelen Özelliklerden Birisidir. Geliştirici Sekmesini Devreye Sokmak İçin, Dosya Sekmesine Gelinmeli Ve Seçenekler Tıklanmalıdır. Seçenekler Tıklandığında, Excel Seçenekleri Adı Altında Bir Menü Açılır. Bu Menüden Şeridi Özelleştir Seçildiğinde, Üst Tarafta Bulunan Sekmelerin Tamamının Görüntülendiği, Devreye Alınmamış Sekmelerin İse İşaretli Olmadığı Görünür. Geliştirici Sekmesi İşaretli Olmayan Ögelerden Biridir İşaretleyip Açabiliriz
Kod Menüsü
Kod Menüsünün Butonları, Visual Basic, Makrolar, Makro Kaydet, Göreli Başvuruları Kullan Ve Makro Güvenliğidir. Visual Basic Butonu Tıklandığında Yeni Bir Sayfada Microsoft Visual Basic For Applications (Uygulamalar İçin Microsoft Visual Basic) Penceresi Açılır.
Eklentiler Menüsü
Eklentiler Menüsünün İki Alt Başlığı Eklentiler Ve Com Eklentileridir
Çoğu Eklenti Üç Farklı Tür Altında Kategorilere Ayrılabilir (1):
• Excel Eklentileri: Bunlar Tipik Olarak Excel Eklentisi (.Xlam), Excel 97-2003 Eklentisi (.Xla) Veya Dll Eklentisi (.Xll) Dosyalarını İçerir Veya Otomasyon Eklentileridir. Çözücü Ve Çözümleme Araç Takımı Gibi Bazı Excel Eklentileri Ms Excel’i Veya Microsoft Office’i Yüklemenizden Sonra Kullanılabilir. Bu Eklentileri Kullanmak İçin Etkinleştirilmesi Yeterlidir.
• Karşıdan Yüklenebilir Eklentiler: Excel İçin Diğer Eklentiler Office.Com Adresindeki Yüklemeler Sayfasından Yüklenip Kurulabilir. Örneğin, Excel İçin Başlangıç Sekmesini Karşıdan Yükleyip Kurabilirsiniz. Bu Sekme Excel Kullanmaya Başlamayı Sağlayan Eğitimlerin, Gösterilerin Ve Diğer İçeriğin Bağlantılarını İçerir. Bu Eklentiyi Yükledikten Sonra, Ms Excel Yeniden Başlatıldığında, Sekme Şeritte Kullanılabilir Duruma Gelir. Bu Sekmeyi Ve İçindeki Komutları Excel Şeridinden Kaldırmak İçin, Denetim Masası’nı Kullanarak Programı Kaldırın.
• Özel Eklentiler: Geliştiriciler Ve Çözüm Sağlayıcılar Genellikle Özel Com Eklentisi, Otomasyon Eklentileri, Vba Eklentileri Ve Xll Eklentileri Tasarlar. Bunları Kullanabilmek İçin Yüklenmesi Gerekir.
Com Eklentileri Penceresi İse Inquire, Microsoft Office Powerpivot For Excel 2013 Ve Power View Gibi Farklı Uygulama Yazılımları İle Birlikte Çalışma İmkânı Sağlar.
Denetimler Menüsü
Denetimler Menüsü Ms Visual Basic Programlama Ortamının Ms Excel Ortamında Kullanıma Sunulacak Olan Nesnelerinden Oluşur. Ekle Penceresi İle Form Ve Active X Nesnelerini Kitap Üzerine Ekleme İmkânı Vardır. Form Ve Active X Nesneleri Kullanıcı İle Makro Arasında Etkileşimli Bir Ortam Sağlar. Bu Nesnelerden Bazıları, Buton, Grup Kutusu, Onay Kutusu, Liste, Açılan Liste, Değer Değiştirme Düğmesi, Metin Kutusu Gibi Nesnelerdir.Ms Visual Basic, Nesneye Dayalı Bir Programlama Ortamıdır. Yazılan Program Kodunun Çalışması İçin İlgili Nesneye Bir Eylem Uygulanmalıdır.
Tasarım Modu, Activex Nesnelerinin Tasarımlarına Yardımcı Olmak İçin Seçilmesi Gereken Menüdür.
Xml Menüsü
Xml (Extensible Markup Language - Genişletilebilir İşaretleme Dili), Verilerin Yapılarını Bilinen Biçimlere Dönüştürerek, Diğer Uygulamalar İle Uyumlu Veriler Oluşturmak İçin Kullanılır. Xml Biçimine Dönüştürülmüş Veriler, Farklı Uygulama Yazılımları Tarafından Rahatlıkla Kullanılabilirler.
Vba Çalışma Temelleri
Ms Visual Basic Programlama Ortamının Temeli Olan Basic (Basit) Programlama Dili, Adından Da Anlaşılabileceği Gibi Kolay Bir Programlama Dilidir. 1964 Yılında Abd’de Ortaya Çıkan Programlama Dili, Amatör Kullanıcılar Ve Hobi Kullanıcılarına Hizmet Vermek Amacıyla Geliştirilmiştir.
Vba Pencerelerini Tek Tek İncelemeden Önce Programlama Ortamının Çalıştırılması Hakkında Bilgi Vermek Gereklidir. Pencere İlk Açıldığında Karşılaşılan Kısım Tasarım Zamanı (Design Time) Olarak Adlandırılır.
Kodlar Yazıldıktan Sonra Yapılması Gereken, Yazılan Kodların Hatalı Olup Olmadığının Ve İstenilen İşlemleri Gerçekleştirip Gerçekleştirmediğinin Testi İçin Çalışma Zamanına (Run Time) Geçmektir. Bu İşlemi Gerçekleştirmek İçin Run (Çalıştır) Menüsünden Run Makro (Makroyu Çalıştır) Tıklanmalı Ya Da F5 Tuşuna Basılmalıdır.
Vba Penceresi Özellikleri
Basit Etkileşimli Makrolar Yaratmak İçin Kullanılacak Pencere Ve Menüler, Proje Penceresi (Project Window), Özellikler Penceresi (Properties Window), Araç Çubuğu (Toolbox), Nesne Tarayıcısı (Object Browser) Gibi Pencereler Ve Görünüm (View), Ekle (Insert), Çalıştır (Run) Gibi Menülerdir. Kod (Code) Penceresi İse Proje Penceresinde Yer Alan Tüm Nesneler İçin Ayrı Ayrı Kodlar Yazmayı Sağlayan Pencereler Bütünüdür.
Proje Penceresi (Project Window)
Vba Projesine Bağlı Bulunan Tüm Ögelerin Aynı Anda Görüntülenmesini Ve Gerekli Ögenin Kolayca Seçilmesini Sağlar
Proje Penceresinde Sağ Tıklanma İle Kullanıcı Formları (User Forms), Modüller (Module) Ve Sınıflar (Class) Oluşturulabilir Ve Sil (Remove) İşlemi İle Projeden Silinebilirler.
Özellikler Penceresi (Properties Window)
Özelliği Kod İle Değiştirmek İçin; Nesne İsmi . Özellik İsmi = Özelliğinyeni Değeri
Araç Çubuğu (Toolbox)
Araç Çubuğu, Sadece Projeye Bir Kullanıcı Formu Eklendiğinde Açılan Bir Penceredir. Ms Excel Ana Ekranında Kullandığımız Geliştirici Sekmesinin Denetim Menüsü, Ekle Butonuna Benzetmek Mümkündür. Kontroller (Controls) Olarak Adlandırılan Nesnelere Gerektiği Durumlarda Yenilerini Eklemek De Mümkündür. Nesnelerin Altında Bulunan Boş Alana Sağ Tıklayarak Ek Kontroller (Additional Controls) Seçilerek Açılan Pencere Sayesinde İstenilen Nesnenin Görüntülenmesi Ya Da Görünümden Çıkarılması Sağlanabilmektedir. Buton Yazı Kutusu V.S
Görünüm (View) Menüsü
Ms Excel Ve Diğer Ofis Programlarında Olduğu Gibi, Yukarıdaki Menüler, Program Ayarlarını Yapmak Ve Gerekli Olan Program Eklerini Aktif Hâle Getirmek İçin Kullanılır.
Ekle (Insert) Menüsü: Ekle Menüsü, Üzerinde Çalışılan Uygulama Sayfasına Farklı Nesneler Eklemek İçin Kullanılır. Ms Word İle Yazılan Bir Dosyaya Resim Eklenmesi İstendiğinde Ekle Menüsünün Kullanımı Buna Örnektir. Vba Ortamında Da Ekle Menüsü, Ortama Bir Prosedür (Procedure), Kullanıcı Formu (Userform), Modül (Module) Ya Da Sınıf Modülü (Class Module) Eklemek İçin Kullanılır.
Çalıştır (Run) Menüsü: Çalıştır Menüsü Alt Başlıkları İle Çalışma Zamanına Geçiş (Run Sub/User Form), Gerekli Durumlarda Programa Mola Vermek İçin Kısa Süreli Durdurma (Break), Programı Tamamen Sonlandırma (Reset) Ve Gerekli Durumda Tasarım Zamanına (Design Mode) Geçiş İçin Kullanılan Seçenekleri Sağlar.
Kod (Code) Penceresi
Private Sub (Alt Yordama Özel) Yazılacak Olun Kodun Başlığını, End Sub (Alt Yordamı Sonlandır) İse Sonlandığı Kısmını Göstermektedir.
İşlem Tablosu Programlama
4.Ünite
Vba Kodlarının En Önemli Özellig, Kod Penceresi İçersinde Yazılan Kodun Satır Satır Okunmasıdır. Kod Bastçe İncelenecek Olursa Bu Yazım Konusunda Fikre Sahip Olunabilir. Sub Kelmesi, Alt Yordam (Subroutne) Kelmesinin Kısaltması Olarak Kullanılmaktadır Ve Makro1 Adlı Alt Programın Başlangıcını İşaret Eder. Başında “ ‘ “ İşAret Bulunan Ve Kod Penceresnde Yeşil Renk İle Görüntülenen Yazılar, Kod Parçacıgı Hakkında Bilgi Vermek Amacıyla Kullanılan Yorum Kısımlarıdır. Bu Yazılar Kod Çalışırken Devreye Girmez, Sadece Programcıyı Bilgilendirmek Amacıyla Kullanılır.
Actvecell.Formular1c1 İfades, Çalışma Kitabı İçersnde, Belirlenen Çalışma Sayfasında Aktif Olan Hücreye Yazılacak Degerin Ataması İşlemini Gerçekleştirir. “=” Atama Operatörü İle Çift Tırnak İçersnde Yazılan Deger, Aktif Hücreye Atanır. Alt Satıra İnlidiginde Karşılaşılan Range().Select Fades, Aktif Olan Hücreyi Degiştirmek/Seçmek İçin Gerçekleştirilir.
End Sub Fades, Makro1 Adındak Alt Yordamın Sonlandıgını İfade Etmektedir.
Vba Temel Kod Yapıları
Eger Yapısı (If–Then–Else–End If )
Eger Kalıpları, Programlama Ortamında Sıkça Faydalanılan Karar Verme Kalıplarıdır. Bir Koşul Ve O Koşulun Saglanması (Dogru) Ya Da Saglanmaması (Yanlış) Durumlarına Göre İki Farklı İşlem Dizisinin Gerçeklenmesi Mantıgı İle Çalışır.
If <Koşul> Then
………… (Koşul Saglanıyorken Yapılacaklar)
Else
………… (Koşul Saglanmazken Yapılacaklar)
End If
Select Case Yapısı
Case Olarak İlgili Degişkenin Alacagı Farklı Degerler Belirlenir Ve Bu Farklı Durumlarda Yapılacaklar, Yapı İçerisinde Tanımlanır.
For–Next Döngüsel Yapısı
Kodlama Aşamasında Bazı Durumlarda Aynı İşlem Tekrar Etmek İçin, Üzerine Kod Yazılan Butona Defalarca Tıklamak Gerekebilir. Böyle Durumlardan Kurtulmak Ve Kodun Tekrar Edilmesi İşleminin Programcıdan/Kullanıcıdan Alınarak Bilgisayar Tarafından Tekrarlanması İçin Döngüsel Yapılara Başvurulur.
For-Next Döngüsel Yapısını Kullanmak İçin Değişkenlere İhtiyaç Duyulur.
For Değişken_Adı = Baslangıç_Degeri To Bitiş_Değeri
Yapılması Istenilen Islemler
Next Değişken_Adı
For Döngülerinin Özel Durumlarda Durdurulması Ve Döngü Dışına Çıkılması Gerektiginde, Exit For Kod Satırı Gerekl Yere Konmalıdır. For Döngüler Bazı Durumlarda Sadece Belirli Yinelemeler İçin Atlanabilir Ve Diger Yinelemeler İçin İşlemlerin Yapılması İstenebilir. Bu Durumda Contnue For Kalıbı Kullanılmaktadır.
Do While Döngüsel Yapısı
For-Next Döngüsel Yapısının Kullanımında, Döngünün Başlangıç Ve BitişDegerleri Programcı Tarafından Belirlenir.
Do While <Koşul>
Yapılması Istenilen Islemler
Loop
Do Until Döngüsel Yapısı
Do Until Yapısında İse Döngü İçerisindeki Kodların Çalıştırılması İçin Koşulun Saglanamıyor Olması Gereklidr. Döngü
İçerisindeki Kodlar, Koşul Saglanana Kadar Tekrar Tekrar Çalıştırılır, Koşul Saglandıgı Anda İse Döngü Durdurulur.
Do Until <Koşul>
Yapılması Istenilen Islemler
Loop
Go To Yapısı
Go To İfadesinden Sonra Gidilmesi İstenilen Satır Numarası Belirtilerek,O Satıra Ulaşmak Amaçlanmaktadır
Hata Bulma Ve Düzeltme
Mantıksal Hatalar, Hiç Uyarı Vermeksizin Yanlış Sonuçlar ÇıkartabilecegiGibiBazı Durumlarda DerleyiciTarafından Da
Algılanarak DüzeltilmesiSaglanabilen Hata Türlerindendir.
Debug (Hata Ayıklama) Butonunu Tıklatarak, Hatalı Oldugu Düşünülen Satır Ya Da Alt Yordam, Sarı Renk İle Çizilerek
Düzeltilmesi İçin Tasarım Zamanına Geri Dönülmes Saglanır.
|
|
|
Üretim Yönetim Sistemleri 4.Ünite Ders Notu |
Yazar: Editör - 11.11.2017, Saat:00:42 - Forum: Yönetim Bilişim Sistemleri
- Yorum Yok
|
|
Üretim Yönetim Sistemleri
4.Ünite Özet
Tesis Yerleşimi ve Kapasite Planlaması
Tesis Yerleşim Planlaması Bir Üretim Sisteminde Kaynakların Fiziksel Yerleşim Düzeninin Tasarlanma Sürecini İfade Eder.
Yerleşim Düzeni Kararının Verilmesinin Ardından Üretim Kaynaklarının En İyi Şekilde Yerleştirilmesi Ayrıntılı Tesis Planlaması Olarak Adlandırılır.
TESİS YERLEŞİMİ
Bir Üretim Tesisinin Büyüklük, Şekil ve Özelliklerinin Yanı Sıra Yerleşim Düzeni de Organizasyonun Başarısı Önemli Ölçüde Etkilemektedir.
Tesis Yerleşimi Konusunda Verilecek Kararları Önemli Kılan Başlıca Üç Nedenden Bahsedilebilir. Bunlardan İlki Tesislerin İnşası İçin Oldukça Büyük Emek ve Sermaye Harcandığından Telafisi Kolay Olmamaktadır. İkinci Neden Verilen Kararların Sonuncunun Uzunca Bir Dönemi Etkilemesinden Dolayı Yapılacak Hataların Düzeltilmesinin Oldukça Zor Olmasıdır. Üçüncü Neden Tesis Yerleşimi Konusunda Kararların, Üretim Etkinliği ve Üretim Maliyeti Üzerinde Önemli Bir Etkisi Olması Sonucu İşletmenin Rekabet Gücünü de Doğrudan Etkilemesidir.
Sürece Göre Yerleşim Düzeni
Sürece Göre Yerleşim Düzeni Benzer Süreç ve Fonksiyonlara Dayalı Üretim Kaynaklarının Gruplandırıldığı Bir Yerleşim Düzenidir. Fonksiyonel Yerleşim Olarak da Adlandırılan Düzen Atölye ve Parti Tipi Üretim Süreçleri İçin Uygun Yerleşim Türüdür.
Not : Parça Çeşitliliği Fazla, Üretim Hacmi Düşük Olan Üretim Sistemlerinde Benzer Süreç ve Fonksiyonlara Dayalı Olarak Üretim Kaynaklarının Beraber Konumlandırıldığı Yerleşim Düzenine Fonksiyonel Yerleşim Düzeni Denir.
Ürüne Göre Yerleşim Düzeni
Fonksiyonel Yerleşimin Aksine Bu Yerleşim Düzeninde Üretim Kaynakları Ürünü Temel Alarak Yerleştirirler. Üretimde Kullanılan Makineler ve Yardımcı Servisler Ham Madde Nihai Ürün Haline Gelene Kadar İşlemlerin Sırasına Göre Sıralandırılar. Örnek Otomobil Montaj Hatları
Not : Ürüne Göre Yerleşim Düzeni Üretim Kaynaklarının Ürünün İşlem Görme Sırasına Göre Dizildiği Yerleşimi Öngörür.
Ürüne Göre Yerleşim Düzeninin Genel Karakteristikleri
Kaynaklar Amaca Uygun Olarak Düzenlenmiştir.
Tesisin Maliyeti Yüksektir.
Üretim Hızı Daha Yüksektir
Malzeme Taşıma Maliyeti Daha Düşüktür.
Envanter İçin Gerekli Olan Depo İhtiyacı Daha Düşüktür.
Esnekliği Azdır
Ürüne Göre Yerleşim Düzeninde Bir Makinenin Arızalanması Tüm Üretimin Durmasına Neden Olabilir. Ayrıca Üretim Hattının Hızı Üretim Hattındaki En Düşük Hıza Sahip Makineye (Darboğaza) Bağlıdır.
HÜCRESEL YERLEŞİM DÜZENİ
Melez ya da Karma Yerleşim Düzeni Olarak da Adlandırılan Hücresel Yerleşim Hem Ürüne Hem de Sürece Göre Yerleşim Düzeninin Üstün Yanlarını Bir Arada Uygulamayan Yerleşim Düzenidir.
Birbirinden Farklı Fonksiyonlara Sahip Makineler Bir Hücrede Bir Araya Getirilerek Gruplanmış Bir Ürün Grubunun Üretilmesinde Kullanılır.
TESİS YERLEŞİM TASARIMI
İşletmelerde Tesis Yerleşim Türünün Belirlenmesinde En Önemli Kriterlerden Biri Ham Maddenin Ürün Haline Gelinceye Kadar İzlediği Yoldur.
Tesis Yerleşiminde Üretim Miktarı (Hacim) ve Farklı Ürün Sayısı (Çeşitlilik) Önemli Kriterlerdir.
DETAYLI YERLEŞİM PLANI
Ürün ve/veya Hizmet Üreten Tesisin Temel Yerleşim Düzenine Karar Verilmesinin Ardından Yerleşim Planının Ayrıntısı Tasarlanır.
Sabit Konumlu Yerleşim Tasarımı
Sabit Konumlu Yerleşimde Ürün Büyüklüğü Nedeniyle Ürünün Hareket Ettirilmesi Yerine Üretim Kaynakları Ürünün Yanına Taşınır.
Sürece Göre Yerleşim Tasarımı
Sürece Göre Yerleşim Tasarlamak Sabit Bir Konuma Göre Oldukça Karmaşıktır. Karar Verilmesi Gereken Konu İş Merkezlerinin Birbirlerine Göre Nasıl Yerleştirileceğini Belirlemektir.
Sürece Göre Yerleşimde Farklı Yerleşim Sayısı İş Merkezi Sayısının Faktöriyeli ile Hesaplanır. Örneğin 4 İş Merkezi Olan Bir Tesiste 4! = 1x2x3x4 = 24 Adet Farklı Yerleşim Mümkündür
Sürece Göre Yerleşimde Tasarım İçin Gerekli Olan Bilgiler
- Her İş Merkezi İçin Gerekli Olacak Alan Miktarının Belirlenmesi
- İş Merkezlerinin Yerleştirileceği Bina ya da Alanın Kısıtlarının Belirlenmesi
- İş Merkezleri Arasında Olası İş Akşışı Şekli ve Miktarının Listelenmesi
- İş Merkezlerinin Sabit Bir Noktaya Yakın Olma Zorunlulukları, İş Merkezlerinin Birbirleri ile Yakın ya da Uzak Olma Kısıtlarının Listelenmesi.
Ürüne Göre Yerleşim Tasarımı
Ürüne Göre Yerleşimde Üretimde Kullanılan Donanım, Makine, İş Gücü Gibi Üretim Kaynakları, Ürünün Tek Yönde Geri Dönüş Olmadan İlerlemesi İçin Bir Hat Üzerinde Sıralanırlar.
Hat Dengelemesi Adı Verilen Bu Planlama Faaliyeti İstasyonlar Arasındaki Hız Farklarının En Aza İndirilmesini Hedefler.
İş İstasyonlarının Çevrim Süresini Hesaplama
Çevrim Süresi Hesaplanacak En Az İş İstasyonu Sayısı Teorik Olarak Belirlenir
HÜCRESEL YERLEŞİM TASARIMI
Hücresel Yerleşim Ürün ve Sürece Göre Yerleşimin Karması Olduğu İçin Detaylı Tasarımı Zordur. Tasarımı Basitleştirmek İçin Ürün ve Sürece Göre Yerleşim Türlerine Odaklanmak Gerekir. Eğer Hücre Tasarımında Sürece Odaklanırsa Yapısı Gereği Beraber Gruplanabilecek Süreçleri Bulmak İçin Kümele Analizi Kullanılabilir.
Üretim Akışı Analizi Üretim Akış Analizi Eş Zamanlı Olarak Hem Süreci Hem de Ürünü İnceleyerek Ürün ya da Ürün Ailelerini ve Makineleri Hücrelere Konumlandırır.
Veya Üretim Akışı Analizi Parçaların Üretim Sürecinde İzledikleri Rotaların Analiz Edilerek Bezerliklerine Gruplandırılmasını Sağlar.
KAPASİTE PLANLAMASI
Bir Üretim Sisteminin Temal Amacı Kendi Pazarında Oluşan Mevcut ve Gelecekteki Talebi Karşılayacak Yeterlilikleri Sağlamaktır.
Yada Bir Üretim Siteminin Kapasitesi Belirli Bir Zaman Periyodunda Gerçekleştirilen En Büyük Çıktı Oranı Olarak Tanımlanır.
Günlük Hayatta Kapasite Kelimesinin Yaygın Kullanımı Sabit Bir Ortamın Alabileceği Nesne Miktarını Belirtmek İçin Kullanılmaktadır. Bir Hastanedeki Yatak Sayısı Bir Hava Limanındaki Pist Sayısı Gibi.
Hüzmet Sistemlerinde Kapasite Genellikle Aynı Anda Hizmet Gören En Fazla Servis Gören Kişi Sayısı ile İfade Edilmektedir.
Kapasite Planlaması Nedir ?
Kapasite Planlaması Bir İşletmenin Gelecekteki Genişleme ve Büyüme Planlarını da Göz Önünde Bulundurarak Talebi Karşılamak Üzere Üretim Hacminin Belirlenmesi Sürecidir.
Not : Stratejik Düzeyde Kapasite Planları Uzun Dönemde Oluşacak Müşteri Taleplerinin Tahmin Edilerek Bu Talebi Karşılayacak Üretim Kapasitesi Oluşturulması ile İlgilidir.
Organizasyonlarda Kapasite Planlaması İki Düzeyde Gerçekleştirilir. İlk Düzey Planlama, Uzun Dönemi Kapsayan Stratejik Kararları İçerir.
İkinci Düzey ise Kısa ve Orta Döneme Odaklanmıştır.
Kapasite Planlamasında Verilen Kararlar Sistemin Performansını Etkileyebilecek Önemli Kararlardır. Bu Kararlar Maliyet Gelir Sermaye Kalite Müşteri Talebini Karşılama Hızı Tedarik Güvenliği ve Esneklik ile Yakından İlişkilidir.
- Maliyetler Kapasite ve Talep Arasındaki Dengeden Etkilenir. Kapasitenin Talebe Göre Fazlas Olması Ürünün Birim Maliyetinin Yükselmesine Neden Olur.
- Gelirler de Kapasite ve Talep Arasındaki Dengeden Etkilenir. Kapasite Düzeyinin Talebe Eşit ya da Daha Büyük Olması Gelir Kaybını Engellemiş Olur.
KAPASİTE ÖLÇÜMÜ
Teorik Kapasite : Tasarım Kapasitesi Olarak da Adlandırılan Teorik Kapasite İdeal Şartlar Altında Belirli Bir Sürede Ulaşılabilecek En Büyük Çıktı Miktarıdır. Teorik Kapasite Tüm Üretim Kaynaklarının Kayıpsız Yüzde Yüz Verimli Kullanıldığı Varsayımıyla Hesaplanır.
Etkin Kapasite : Normal Şartlar Altında Elde Edilebilecek Kapasite Miktarıdır. Üretim Süreçlerinde Bakım Faaliyetleri, Makine Hazırlık Süreleri, Parça Rotaları Nedeniyle Oluşan Beklemeler Normalde Karşılanabilecek Durumlardır.
Kapasite Kullanım Oranı Gerçek Çıktı Miktarının Kapasiteye Oranlaması ile Hesaplanır. Gerçek Çıktı Miktarının Teorik Kapasiteye Oranı Kapasite Kullanım Oranı Gerçek Çıktı Miktarının Etkin Kapasiteye Oranı İse Kapasite Kullanım Verimi Olarak Hesaplanır.
Kapasite Planlama Kararları
Kapasite Planlaması Kısa Dönem ve Uzun Dönem Kapasite İhtiyaçlarının Belirlenmesi ve Bu İhtiyaçların Nasıl Karşılanacağı ile İlgilidir.
Kısa Dönem Kapasite Planlamaları Üretim Sisteminin Kaynak Gereksinimi Planlaması Kapsamında Ele Alınır.
Kapasite Seçeneklerinin Geliştirilmesi ve Değerlendirilmesi
Karar Ağaçları Seçenekler Arasında Karar Alma Sürecinde Kullanılabilecek ve Karar Sonucunda Olasılıklara Dayalı Olarak Beklenen Değerlerin Hesaplandığı Bir Karar Modelidir.
Yada Karar Ağaçı Kararların ve Olası Sonuçlarının Ağaç Benzeri Bir Grafik veya Model ile Gösterildiği Bir Karar Destek Aracıdır.
Karar Ağaçlarının Yapısındaki Dört Unsur
- Karar Noktaları
- Karar Seçenekleri
- Rassal Olaylar
- Çıktılar
|
|
|
|
|
Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
|